Bastak Instruments olarak, "Ekonomi” gazetesinde yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz! Sektördeki yenilikçi çözümlerimiz ve başarılarımızla ilgili çıkan haberi görmek, bize gelecekteki projelerimiz için daha fazla motivasyon sağlıyor. Bizi bu prestijli yayında keşfetmek için gazetemizi inceleyebilirsiniz!

Gıda Biliminde Küresel Bir Otorite: Bastak ????
Bastak, yalnızca bir cihaz üreticisi olmanın ötesine geçerek, geliştirdiği 4 yeni analiz yöntemiyle küresel bilimsel literatüre katkı sağlamıştır. Şirketimiz, 60 yılı aşkın süredir bir referans noktası olarak kabul edilen ICC (Uluslararası Tahıl Bilimi ve Teknolojisi Derneği) standartlarına yeni bir boyut ekleyerek Türkiye’nin bilimsel itibarını güçlendirmiştir. 26 yıllık özverili çalışmalar sonucunda, ülkemizi bilim ve teknoloji alanında lider bir konuma taşıdık. Bu başarı, yalnızca cihaz üretimiyle sınırlı kalmayıp, küresel gıda analiz standartlarını şekillendiren tarihi bir bilimsel adımı da temsil etmektedir.

Dernek Başkanımız Sayın Zeki Demirtaşoğlu İDMA 2024 Fuar'ına katılarak, yaptığı açılış konuşmasında derneğin son dönemdeki faaliyetleri ve gelecek hedeflerine değindi. Katılımcılara hitap eden Demirtaşoğlu, dernek olarak eğitime verdikleri öneme ve bu alandaki çalışmalarına vurgu yaptı.

Demirtaşoğlu, konuşmasının başında derneğin sektördeki eğitimi teşvik etmek amacıyla dernek olarak yürütülen projeleri anlattı. DESMÜD'ün, sektör çalışanlarının bilgi ve becerilerini artırmak için çeşitli eğitim programları düzenlediğini belirtti. Özellikle teknoloji ve otomasyon alanında verilen eğitimlerin sektörün gelişimine büyük katkı sağladığını vurgulayan Demirtaşoğlu, bu sayede çalışanların işlerini daha verimli ve güvenli bir şekilde yapabildiklerini ve sektör paydaşlarının da kalifiye eleman bulmada sıkıntı yaşamalarının giderilmesi konusunda çalışıldığını söyledi.

Ayrıca, genç nesillerin sektöre ilgisini artırmak amacıyla üniversitelerle işbirliği yapıldığını ve staj programları düzenlendiğini ifade etti. Demirtaşoğlu, derneğin gençlere sektörü tanıtmak ve onların kariyerlerini bu alanda inşa etmelerine yardımcı olmak için çeşitli etkinlikler organize ettiklerini aktardı. Eğitim ve staj programlarının sektörün geleceği açısından kritik öneme sahip olduğunu belirten Demirtaşoğlu, bu çalışmalar sayesinde nitelikli iş gücünün yetiştirilmesinin hedeflendiğini açıkladı.

Bastak Instruments, Tahıl Kalite Kontrol Cihazları Alanında Türkiye'nin Öncü Şirketi, Afrika'da Tarımda İnovatif Adımlar Atıyor

Ankara, Türkiye – Türkiye merkezli bir teknoloji devi olan Bastak Instruments, gıda, tahıl, tohum ve yağlı tohum laboratuvar kalite kontrol cihazları alanında liderliğini sürdürüyor. 5 yıldızlı Ar-Ge ve İnovasyon merkezinde son teknoloji ekipmanlar, A'dan Z'ye kapsamlı laboratuvar çözümleri ve Bastak Akademisi altında yürütülen eğitim faaliyetleri ile şirket konumunu önde tutuyor. Bastak Group Şirketleri Yöneticisi Zeki Demirtaşoğlu, son Afrika ziyareti sırasında tarım ve tarım işçileri üzerine yürütülen yenilikçi çalışmalar hakkında bilgi paylaştı.

Gıda güvenliği, gıda kalite kontrolü ve sürdürülebilir tarım konularında çeyrek yüzyıllık bir uzmanlıkla, Bastak Instruments Afrika'daki tarım sektörünün gelişimine katkıda bulunmak için önemli adımlar atıyor. Bu çabaların bir parçası olarak Zeki Demirtaşoğlu, Afrika'yı ziyaret ederek kıtanın çeşitli projelerini inceledi ve yerel çiftçilerle buluştu.

Bastak Group Şirketleri Kurucusu Zeki Demirtaşoğlu, Afrika'da Tarım ve Teknoloji İçin Bir Yolculuğa Çıkıyor

Afrika ziyareti sırasında Zeki Demirtaşoğlu, şirketin tarımsal inovasyon ve teknoloji çözümleri aracılığıyla yerel çiftçilerin verimliliğini artırmaya yönelik projeleri bizzat gözlemleme fırsatı buldu. Bu projeler, modern tarım tekniklerinin öğretilmesini ve gıda ve tarım sektörlerinde çalışan mavi ve beyaz yakalı personelin eğitimini içeren geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

Tarımsal İnovasyon ve Teknoloji ile Yenilikçi Çözümler

Tarım, Afrika'nın geleceği için kritik bir faktördür. Afrika kıtası dünyanın en fazla tarıma elverişli arazisine ev sahipliği yapmakta olup, nüfusun yarısı tarım sektöründe çalışmakta ve toplam gayri safi yurtiçi hasılanın en büyük payını sağlamaktadır. Ancak, 1980'lerden bu yana Afrika'da verimlilikte önemli bir artış görülmemiş olup, yetersiz gıda üretimi ve düşük katma değerli ürünler ortaya çıkmaktadır.

Bu cümlede bir hata var mı? Çünkü cümlenin son kısmı tam olarak anlaşılamadı. Bu kısmın düzeltilmesi için daha fazla bağlam gerekmektedir.

Demirtaşoğlu, gıda, tahıl, tohum ve yağlı tohum sektörlerinde kullanılan laboratuvar kalite kontrol cihazlarının ürün kalitesi ve güvenliğini sağlamada kritik bir rol oynadığını vurgulayarak, Bastak Instruments'ın Afrika'daki çiftçilere ve yerel tarımsal organizasyonlara 72 farklı türde kalite kontrol cihazı, uzman ve akademik personel, ve Bastak Akademisi altında eğitim faaliyetleri ile tarım ürünlerinin kalitesini artırmak için destek sağlamayı amaçladığını belirtti. Bölgenin gıda güvenliği standartlarını yükseltmeyi hedefliyorlar. Zeki Demirtaşoğlu ziyareti sırasında bu cihazların kullanımını gözlemledi ve bu teknolojilerin entegrasyonu konusunda yerel laboratuvarlar ve tarımsal organizasyonlarla önemli görüşmelerde bulundu.

Eğitim ve Kapasite Geliştirme Projeleri ile Toplulukları Güçlendirme

Demirtaşoğlu, Afrika'daki yerel toplulukları güçlendirmeyi amaçlayan eğitim ve kapasite geliştirme projelerini de ziyareti sırasında inceledi. Bu projeler, Bastak Akademisi altında modern tarım teknikleri ve laboratuvar kalite kontrol uygulamaları konusunda çiftçilere eğitim vererek sürdürülebilir tarım uygulamalarının benimsenmesini desteklemeyi amaçlıyor. Türkiye ve dünya çapında bir ilki gerçekleştiren Ankara Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle Makine İmalatçıları ve Sektörü Derneği (DESMÜD) ve Ankara Büyükşehir Belediyesi ortaklığında Un ve Ekmek, Makarna, Bisküvi Eğitim Merkezi'nin kurulması için çaba sarf ettiklerini ve bu merkezin hem İngilizce hem de Türkçe eğitim vereceğini belirtti. Bu çaba ile Türkiye ve dünyadaki on binlerce öğrenciye yenilikçi teknolojileri ve en iyi uygulamaları sunmayı amaçlıyorlar. Bu öğrencilerin formal eğitim alamayan ve zamanın gereksinimlerine tam olarak uyum sağlayamayan, Afrika, Türk Cumhuriyetleri, Latin Amerika, Orta Doğu ve diğer ülkelerden gelen öğrencilere destek sağlamayı amaçlıyorlar.

Topluluk Etkileşimi için Sosyal Sorumluluk Projeleri

Afrika'yı sadece coğrafi bir kıta olarak değil, çeşitli kültürlere, zengin tarihler ve güçlü bağlara ev sahipliği yapan bir kıta olarak kabul eden Demirtaşoğlu, bölgedeki zorlukların ve dezavantajların ziyareti sırasında kendisini derinden etkilediğini belirtti. Eğitim, insanların yaşamlarına olumlu bir etki yapmak, onlara geleceğe umutla bakmalarında yardımcı olmak için bir adım atmaktan bahsetti. Zeki Demirtaşoğlu, Bastak Instruments'ın sadece iş dünyasında değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk alanında da etki yaratmaya odaklandığını vurguladı. Afrika tarımsal topluluklarına yönelik sosyal sorumluluk projeleri aracılığıyla kırsal alanlarda yaşayan insanların yaşam standartlarını sağlık, eğitim ve altyapı alanlarında destekleyerek iyileştirmeyi amaçladıklarını ekledi.

Zeki Demirtaşoğlu'nun Gözünden Afrika'daki Seyahati

Zeki Demirtaşoğlu, Afrika'nın tarım sektörü, sürdürülebilirlik ve teknolojisinin bir araya geldiğinde gerçek değişimin mümkün olduğuna inanıyor. Afrika ziyareti sonrasında, şirketlerinin yerel çiftçilere ve topluluklara destek sağlamak için çabalar başlattığını ifade etti ve bu çabaların bilgi ve teknoloji transferini kolaylaştırmayı amaçladığını belirtti. Bu çabaların sevgi ve destekle gerçekleşmesini umduklarını ve sonuç olarak kıtanın tarımsal geleceğine pozitif katkılar yapmayı, nihayetinde Afrika'da değişime katkıda bulunmayı umduklarını belirtti.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş ziyaretimiz Başkanımız Zeki Demirtaşoğlu,
Başkan Yardımcımız Nazmi Yıldız, üyemiz Gizem Kaya, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş' ı ziyaret etti. Görüşmede, Ankara'da kurmayı düşündüğümüz Uluslararası Kurs Merkezi inşaası hakkında bilgilendirme yapıldı. Sayın Yavaş' dan kurs merkezi için arsa talep edildi. Sayın Mansur Yavaş ise, taleplerimize olumlu yanıt vermiştir. Konu ile ilgili bir protokol hazırlanarak Büyükşehir Belediyesine gönderilecektir. 

25 yılda neler olmaz ki…

Asırlık ağaçlar büyür, dağlar yükselir, kilometreler aşılır, insanlar gelişir, dünya değişir. Bastak da alın teriyle, umutla, 25 yıldır attığı her adımda hedefini gerçekleştirmek için durmaksızın çalışıyor.

Bugün Bastak Instruments alanında Türkiye’de ve Dünyada ilk ve tek Arge ve İnnovasyon üssü olarak 195 mühendisi, 72 çeşit kalite kontrol cihazı, modern hayatı kolaylaştıracak teknolojik ve hızlı çözümleri, gelişmiş sensörleri ile hizmet verirken alanında lider konuma gelmesi bir günde gerçekleşmedi.

Hadi biraz geçmişe gidelim,

1999 yılında Zeki Demirtaşoğlu tarafından kurulan, Bastak Grup Şirketlerinin ilki olan Bastak Instruments, çeyrek asırlık  serüveninde asırlık hayallerini hayata geçirirken faaliyet gösterdiği gıda, un, tahıl, tohum, yağlı tohum, baklagil ve yem kalite kontrol cihazları, Türkiye'nin ve Dünya’nın ilk patent ve faydalı modele sahip robotik numune alma sistemleri, 35 farklı un katkı maddesi alanında değerlerinden aldığı güç ile gıdaya lezzet katıyor, yaşama enerji veriyor, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için uzman ve uluslararası kadrosu ile geleceği tasarlıyor.

Dünya’ya ve Ülkemize kazandırdığı, bilime ve akademiye öncülük eden, Türkiye’de ilk ve tek ICC Standart 189 ve ICC Standart 192 standartları, 4 analiz metodu  ve ICC kitapçığında 9 cihazı ile lider konumda yer alırken ülkemizi uluslararası arenada temsil etmenin haklı gururunu yaşıyor.

Bastak Akademi çatısı altında, uluslarası seminer ve sempozyumlara imza atarken, online ve fabrikasında yüzyüze eğitimler, makaleler ve akademik çalışmalar ile zenginleştirilmiş bir öğrenme deneyimi sunuyor. Sürekli bir öğrenme ortamı oluşturarak, eğitimde fırsat eşitliğini yakalamayı amaçlıyor, bilime ve innovasyona odaklanıyor.

Bugün, Dünya’nın dört bir tarafında; Türkiye’den Kolombiya’ya, Endonezya’dan Cezayir'e, Hindistan’dan Rusya’ya yaşamı değiştiren son teknoloji projelere imza atan ve adını altın harflerle yazdırırken gıda güvenliği, gıda güvencesi ve insan yaşamına yaptığı dokunuşlarla ve tecrübelerinden aldığı güç ile yükseliyor.

Ülkemizin ve Dünya’nın ekonomisine, bilime ve innovasyona, insanlığın sağlığına ve yaşamına hizmet ederken, 12 bin yıl önce Anadolu'da, Göbeklitepe'de başlayan buğdayın serüvenine ve atalık tohumuna sahip çıkarken nice asırlık başarılara imza atacağımızı temenni ediyor…

Afrika'nın tarım sektöründe sürdürülebilirlik ve teknoloji bir araya geldiğinde, gerçek değişim mümkün hale geliyor. Bu değişim, yerel çiftçiler ve topluluklarını desteklemek, bilgi ve teknoloji transfer etmekle mümkün olacaktır. Bastak Instruments olarak, kıtadaki tarımsal geleceğe olumlu bir katkıda bulunmayı hedefleyerek çalışmalara başladık. Sevgi ve destekle, Afrika'yı değiştirebileceğimize inanıyorum. Bu misyonu gerçekleştirmek için, yerel tarım uygulamalarını desteklemek ve geliştirmek amacıyla yerel çiftçilerle işbirliği yapmayı planlıyoruz. Aynı zamanda, modern tarım teknolojilerini ve en iyi uygulamaları bu topluluklara ulaştırmak için eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunacağız. Afrika'nın tarım potansiyeli oldukça yüksektir, ancak çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır. İklim değişikliği, su kıtlığı, toprak erozyonu ve pazar erişimi gibi faktörler, yerel çiftçilerin verimliliğini ve gelirini olumsuz yönde etkileyebilir. Ancak, doğru teknoloji ve bilgiyle, bu zorlukların üstesinden gelebiliriz. Bastak Instruments olarak, Afrika'nın tarımsal potansiyelini gerçekleştirmek için sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik ediyoruz. Verimliliği artırmak, doğal kaynakları korumak ve toplulukları güçlendirmek için teknolojiyi kullanma konusundaki taahhütümüzü sürdüreceğiz. Yerel çiftçiler ve topluluklarla işbirliği yaparak, tarımın Afrika'nın kalkınmasında önemli bir rol oynayabileceğine inanıyoruz. Bu yolda ilerlerken, sadece teknoloji değil, aynı zamanda sevgi ve desteğin de güçlü bir şekilde var olması gerektiğine inanıyoruz. Birlikte çalışarak, Afrika'nın tarımsal geleceğini dönüştürebiliriz.

Değirmen ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği (DESMÜD) tarafından 28 Nisan 2023 – Cuma günü Bastak firmasının Ankara - Kahramankazan'da bulunan fabrikasının eğitim salonunda düzenlenen, Prof.Dr. Hamit Köksel, Prof.Dr. Mehmet Sertaç Özer ve Prof.Dr. Nusret Zencirci tarafından verilen seminer sektör paydaşları tarafından büyük ilgi gördü.

Çorum, Konya, Ankara, Gaziantep, Bolu ve Eskişehir’ den katılımcıların olduğu seminer saygı duruşu ve ardından okunan İstiklal Marşı ile başladı. Açılış konuşmasında gelen konuklara katılımlarından ve ilgilerinden dolayı teşekkür eden DESMÜD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, böyle bir seminerin yapılması konusunda kendisine uzun zamandır taleplerin geldiğini, sektör paydaşlarının yoğun programları sebebiyle ancak gerçekleştirebildiklerini söyledi.

Başkan Demirtaşoğlu, eğitim serisinin devam edeceğini ve ele alınacak konularla ilgili sektörün talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda hareket edeceklerini dile getirdi.

Seminerin 1. bölümünde Prof.Dr. Nusret Zencirci buğdayın genel yapısı, özellikleri, geçmişi, sınıflandırılması ve türleri hakkında bilgi verdi. Buğdayın ekonomik önemi yanında ülkemiz için sosyal, kültürel ve tarihi bir değerine de değinen Prof.Dr. Nusret Zencirci, kültürlerin oluşması ve gelişmesi bakımından buğdayın itici bir güç olduğunu da ifade etti.

Prof.Dr. Zencirci, İslamiyet’in Anadolu’ya gelmesinden önceki dönemlerde bile buğdaya kutsal  bir değer verildiğini dile getirdi ve bu durumun İvriz’deki kaya kabartmasında da görüldüğünü hatırlattı. Prof. Dr Zencirci: "Türkiye’de buğdayla bağlantılı en değerli ürün ekmektir. •Ekmek, Türk insanının gıda tüketiminde önemli bir yere sahiptir. Ekmek çeşitleri arasında yufka, lavaş, tandır, sac, fetir, kömbe, bazlama, hamursuz adlarıyla bilinenler yanında çok sayıda daha yöresel çeşitler vardır. Anadolu’da buğday kültürü ekmek ile sınırlı olmayıp kadayıf, yufka, bulgur, kuskus, eriş, makarna, keşkek gibi yaygın kullanım alanı bulan ürünler de tüketilmektedir." açıklamasında bulundu.

Prof.Dr. Zencirci, ilk üretilen ekmeğin muhtemelen kavrulmuş veya öğütülmüş tahıl tanelerinin su ile karıştırılması ile elde edilen hamurun pişirilmesi ile elde edildiği bilgisini paylaştı.

Seminerin devamında ise Prof. Dr. Hamit Köksel  ve Prof. Dr. M. Sertaç Özer buğday paçallama, tavlama, öğütme ve boyutlandırma  işlemlerini detaylı olarak anlatarak sunumlarında sektörde yaşanan problemler de konuşularak çözüm yöntemlerine değinilmiştir. Katılımcıların yoğun soruları ile karşılaşan Prof. Dr. Hamit Köksel, Prof.Dr. Mehmet Sertaç Özer ve Prof.Dr. Nusret Zencirci, tüm soruları ayrıntılı bir şekilde cevapladılar.

Bastak fabrika gezisi

Seminer programının devamında Bastak firmasının üretim ve kalite kontrol bölümlerini görme fırsatı bulan katılımcılar, bir un fabrikasında yapılan testler hakkında da bilgi sahibi oldular.

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylı ve ülkemizin ilk ve tek AR-GE merkezi olan Bastak Teknoloji Sistemleri A.Ş Kahramankazan’da 1000 m² bir alana sahip. Gezi sırasında firması hakkında bilgi veren Sayın Zeki Demirtaşoğlu, Bastak Grup şirketlerinden Expert Laboratuvar Hizmetleri'nin toplam 83 laboratuvarı ile ülke genelinde yıllık 350.000 test gerçekleştirdiğini ve 175 uzman mühendis personel kadrosunun bulunduğunu ifade etti.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına 3 milyon ton tahıl, yağlı tohum ve baklagilin titizlikle sınıflandırıldığını ifade eden Sayın Demirtaşoğlu, en büyük, ilk ve tek TÜRKAK’dan akredite sınıflandırıcı laboratuvarı olduklarını sözlerine ekledi.

Bastak fabrika gezisinin ardından, seminerin devamı olarak buğday fiziksel analiz testleri yapıldı. Bastak Marka 7500 model hektolitre cihazı ile tahılların yoğunluğu , 7000 model N-Litre ile tahılların ağırlığı ve yoğunluğu, gıda maddelerinin işlenmesinde ve kontrolünde en sık kullanılan temel analizlerden biri olan  nem miktarı 16000 model rutubet ölçer cihazı ile tahıllar, kuruyemişler, baklagiller, yağlı tohumlar, yem ve yem hammaddelerinde incelendi.  

Buğdayda gerçekleştirilen kimyasal analiz testlerinde  Bastak Marka 6100 model gluten yıkama, 2100 model gluten indeks ve 2500 model kuru gluten cihazları ile un, tam buğday unu, irmik,  bulgur, vital gluten ve şehriyeden elde edilen yaş gluten miktarı ve kalitesi dünya standartlarında belirlendi.  5100 model Enzim Ölçer  cihazı ile mikrobiyolojik+ doğal alfa amilaz ve doğal alfa amilaz enzimleri tespit edildi.

Absograph 500 ve Resistograph 500 cihazları ile hamurun reolojik özellikleri ve unun fırıncılık değerini ortaya koymak için kritik parametrelerden biri olan hamurun reolojik davranışları;  yüksek tekrarlanabilirlik, yüksek doğruluk, kullanım kolaylığı, uzaktan yazılım güncellemesi özellikleri ile uluslararası standartlarda belirlenerek son ürün kalitesine etkisi gözlemlendi.

Seminer sonunda katılımcılara katılım belgeleri verilirken, katılımcılar seminerden memnuniyetlerini dile getirerek bu tür eğitimlerin devam etmesi gerektiğini dile getirdiler.

Yenilikçi ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru; DESMÜD - İDMA iş birliği
Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) olarak İDMA Uluslararası Fuarcılık ile iş birliği için Ankara'da imzaları attık. DESMÜD Dernek Başkanımız Zeki Demirtaşoğlu ile İDMA Uluslararası Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kalkan arasında gerçekleşen imza töreni, Türkiye'nin değirmencilik sektöründe ulusal ve uluslararası alanda yeni bir çağın kapısını aralıyor. Bu anlamlı birliktelik, Türkiye'nin değirmencilik sektöründeki potansiyelini daha da güçlendirecek ve uluslararası platformlarda önemli bir konum elde etmesine katkı sağlayacak. DESMÜD olarak, sektörümüzün gelişimi için stratejik adımlar atmaya devam ediyoruz. İDMA Fuarcılık ile yapacağımız ortaklık, sektörümüzün tanıtımı, inovasyonu ve uluslararası alanda rekabet gücümüzün artırılması için büyük bir fırsat sunuyor. Bu iş birliği, değirmencilik sektörünün yenilikçi ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlemesine olanak tanıyacak. İki kurumun bir araya gelmesi, sektördeki en son teknolojilerin paylaşılmasını, araştırma-geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesini ve sektördeki en iyi uygulamaların yaygınlaştırılmasını sağlayacak. DESMÜD olarak, üyelerimizin ve sektör paydaşlarımızın rekabetçiliğini artırmak, iş birliklerini güçlendirmek ve sektörümüzü uluslararası alanda temsil etmek için sürekli çaba sarf ediyoruz. Bu iş birliğiyle birlikte, Türkiye'nin değirmencilik sektörü, dünya çapında daha görünür hale gelerek küresel arenada etkisini artıracak. DESMÜD olarak, bu iş birliğinin sektörümüze ve üyelerimize büyük faydalar sağlayacağına inanıyoruz. İDMA Fuarcılık ile birlikte, değirmencilik sektöründe daha fazla yenilik, iş birliği ve büyüme için çalışmaya devam edeceğiz. Bu iş birliğiyle, sektörümüzün uluslararası alanda daha da yükselmesini ve Türkiye'nin değirmencilikteki potansiyelinin tam anlamıyla ortaya çıkmasını dört gözle bekliyoruz. İş birliğimizin değirmencilik sektörüne ve ülkemize hayırlı olmasını dileriz.

Başkanımız Zeki Demirtaşoğlu ve Prof. Dr. Nusret Zencirci, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Cengizoğlu'nu ziyaret ederek önemli bir adım attılar. Ziyaret sırasında, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar'dan randevu alınarak Rektör Bey ile görüşme kararı alındı. Bu görüşmede, ülkemiz için oldukça stratejik bir sektör olan değirmencilik sektörünün önemi vurgulandı.

Değirmencilik sektörü, gıda endüstrisinde kilit bir rol oynamakta olup, un ve unlu mamuller üretimi için temel bir bileşen olarak kabul edilmektedir. Ülkemizin bu alandaki potansiyelini maksimum seviyeye çıkarmak için yeni bir dört yıllık Değirmencilik bölümü açılması düşünülmektedir. Bu, sektörün talep ettiği ara eleman ihtiyacını karşılayacak ve aynı zamanda istihdam yaratılmasına büyük katkı sağlayacaktır.

Ayrıca, değirmencilik sektörünün uzman eksikliği de giderilerek, sektörün daha verimli ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesine olanak tanınacaktır. Bu adım, hem ülkemizin ekonomisine önemli bir katkı sağlayacak hem de gıda endüstrisinin büyümesine destek olacaktır. Değirmencilik bölümünün açılması, ülkemizin tarım ve gıda sektörlerindeki büyüme ve gelişme hedeflerine önemli bir adım olarak görülmektedir. Bu sayede, sektörümüz ulusal ve uluslararası arenada daha rekabetçi hale gelecek ve ülke genelinde daha fazla iş fırsatı yaratılacaktır.

Bu sene 11.' si düzenlenen ve Bastak firmasının Cezayir ve Umman'daki distribütörlerini bir araya getiren organizasyon, endüstri profesyonellerinin, temsilci ve distribütörlerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.

Farklı ülkelerde bulunan müşterilerine daha iyi hizmet sunmak, geliştirmiş olduğu son teknolojiler hakkında bilgilendirmek isteyen Bastak Grup Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Zeki Demirtaşoğlu konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı: "Yapmış olduğumuz bu toplantılar sayesinde yurt dışındaki temsilcilerimiz ve distribütörlerimiz ile bir araya gelerek sinerji oluşturuyoruz. Firma satış ve üretim ekiplerimiz distribütörlerimiz sayesinde yurt dışındaki müşterilerimizin talepleri, ihtiyaçları ve beklentileri konusunda bilgi sahibi oluyorlar."

Demirtaşoğlu sözlerine şu şekilde devam etti: "Toplantıların bir diğer faydası, oluşturduğumuz sinerji ve iletişim ağı sayesinde yurt içi ve yurt dışı ediplerimiz daha verimli ve uyumlu çalışıyorlar. Cevap bekleyen konular daha hızlı çözüme kavuşuyor. Bu da daha mutlu müşteri anlamına geliyor."

Tüm katılımcıların ülkelerine memnun olarak döndüklerini dile getiren Zeki Demirtaşoğlu, bu tür toplantıların devamının artarak geleceğini ifade etti.

Türk fuarcılık sektörünün lider firması CNR Holding, Afrika pazarından sonra Rusya’ya da açıldı. Yıllık dört milyar dolarlık değirmen makineleri ve ekipmanları ithal eden Rusya’nın bu talebini karşılamak için düzenlenen fuar, ülkenin en önemli tarım bölgesi Rostov’da açıldı. Fuarın açılışını Rostov Bölgesi Ekonomi Bakanı - Papushenko Maksim Valeryevich yaptı.

Neredeyse tüm sektörler için yaklaşık 40 yıldır, dünyanın en önemli fuarlarını düzenleyen CNR Holding, uluslararası fuarcılık politikasını bu yıl Rusya’ya taşıdı. Afrika kıtasında fuarlarını organize etmeye devam eden şirketin Rusya’daki ilk fuarı CNR Millagro oldu. Fuara Rus firmalar da yoğun ilgi gösteriyor.

Ankara'daki yolların durumu ve değirmencilik sektörünün gelişimi gibi önemli konuları ele alan bir programda Kanal 5'e konuk olan Zeki Demirtaşoğlu, Türkiye'nin başkentindeki altyapı ve ulaşım konularına odaklanarak, değirmencilik sektörünün ülke genelindeki önemini vurguladı. Ayrıca, liseler ve üniversitelerde değirmencilikle ilgili bölümlerin açılmasının sektöre olan katkılarını ve gençlerin istihdam potansiyelini artıracağını belirtti.

Demirtaşoğlu ayrıca, öncü teknoloji şirketi Bastak Instruments ile ilgili önemli bilgileri paylaştı. Bastak Instruments'un değirmencilik sektöründe sunduğu yenilikçi çözümler ve teknolojiler hakkında detaylı bilgiler verdi. Şirketin sektördeki lider konumu ve gelecekteki projeleri hakkında izleyicilere önemli içgörüler sağladı.

Kanal 5'deki bu program, Türkiye'nin altyapı ve endüstri alanlarındaki gelişmeleri tartışırken, Zeki Demirtaşoğlu'nun sektördeki uzmanlığı ve liderliği altında değirmencilik sektörünün geleceği hakkında önemli bir platform sağladı.

DESMÜD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, Türkiye'nin tarihî ve kültürel zenginliklerinden biri olan Göbeklitepe'yi ziyaret etti. Göbeklitepe, dünyanın bilinen en eski tapınak kompleksi olma özelliği taşımasıyla arkeolojik açıdan büyük öneme sahiptir. Demirtaşoğlu'nun ziyareti, bu antik mekânın eşsizliğini ve tarihî önemini vurgulamak amacıyla gerçekleşti.

Göbeklitepe'nin tarihî ve arkeolojik değeri, insanlık tarihine ışık tutması ve geçmişimizi anlamamıza yardımcı olmasıyla büyük bir önem arz eder. Zeki Demirtaşoğlu'nun bu ziyareti, Türkiye'nin kültürel mirasına ve arkeolojik zenginliklerine olan bağlılığını göstermektedir.

DESMÜD Başkanı olarak, Demirtaşoğlu'nun Göbeklitepe'yi ziyareti aynı zamanda Türkiye'nin turizm potansiyelini ve kültürel varlıklarının tanıtımını teşvik etme çabalarını da yansıtmaktadır. Bu tür ziyaretler, Türkiye'nin kültürel ve tarihsel zenginliklerini uluslararası alanda tanıtmak ve korumak için önemli bir adımdır.

Zeki Demirtaşoğlu'nun Göbeklitepe ziyareti, Türkiye'nin tarihî mirasına olan derin bağlılığını ve kültürel zenginliklerini koruma ve tanıtma çabalarını vurgulayan anlamlı bir olaydır. Bu tür ziyaretler, Türkiye'nin geçmişini ve mirasını gelecek nesillere aktarma ve kültürel bilinci güçlendirme açısından kritik öneme sahiptir.

Zeki Demirtaşoğlu MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çankırı Milletvekili Dr. Pelin Yıllık' ı ziyaret etti. Rusya fuarımız ve fuardaki ziyaretçiler hakkında bilgiler veren başkanımız, ayrıca Çorum' da yapılan eğitim toplantımız hakkında ve Değirmencilik dalı öğrencilerimiz ve okullarımız hakkında da bilgiler vermiştir. Yıllık ise eğitime verdiği önemi dile getirerek, bir sonraki yapılacak olan eğitim toplantısına katılmak istediğini söylemiştir. Bilginize sunar, iyi çalışmalar dileriz.

26 Kasım 2008 tarihli Haberturk TV haber bülteninde, endüstri lideri Zeki Demirtaşoğlu, değirmencilik sektörünü ele aldı. Demirtaşoğlu, Türkiye'de liseler için özel bir değirmencilik bölümü açılacağını ve bu sayede sektörde istihdamın artırılacağını açıkladı.

Değirmencilik sektörü, Türkiye'nin tarım ve gıda endüstrisi için önemli bir bileşenidir ve sektörde nitelikli işgücüne olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Zeki Demirtaşoğlu, gençlere yönelik bu yeni eğitim programının sektördeki geleceği parlak gençler için önemli bir fırsat olacağını belirtti.

Demirtaşoğlu'nun açıklamalarına göre, değirmencilik bölümü öğrencilere sektörde gerekli becerileri kazandıracak ve mezunlarının işgücüne katılımını artıracak. Bu, Türkiye'nin tarım ve gıda endüstrilerindeki büyüme potansiyelini artırarak ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacaktır.

Haberturk TV'deki bu önemli açıklama, değirmencilik sektörünün geleceği hakkında umut vaat eden bir gelişme olarak değerlendirildi. Zeki Demirtaşoğlu'nun önderliğindeki bu adımın, sektördeki genç yeteneklerin yetişmesine ve Türkiye'nin tarım ve gıda endüstrilerindeki rekabet gücünün artmasına katkı sağlayacağına inanılıyor.

Çorum TOBB-OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde; Başkanımız Zeki Demirtaşoğlu, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Tahir Demir, Çorum Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Murat Zeybel, Çorum TOBB-OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Ömür Ergül, Kıymetli Üyelerimiz, Değirmencilik Bölümü Öğretmenlerimiz ve Sektör Paydaşlarımız ile kahvaltıda bir araya geldik.
Okulumuzun alt yapısı incelenerek, ihtiyaç ve isteklerin yanı sıra sektör de uzun vadede gençlerimiz için planlamalar da yapıldı.

Kanal7 TV'de yayınlanan 03 Aralık 2008 tarihli bir haberde, değirmencilik sektöründe yaşanan gelişmeler ve zorluklar detaylı bir şekilde ele alındı. Zeki Demirtaşoğlu'nun aktardığına göre, Türkiye dünya değirmen ihracatında 1.3 milyar dolarlık bir hacimle öncü konumda bulunuyor. Ancak, bu başarıya rağmen sektörün karşılaştığı en büyük sorunlardan biri nitelikli eleman bulmakta yaşanan zorluklar. Ülkemizde değirmencilik sektöründe çalışmak için iyi maaşlar önerilmesine rağmen, nitelikli elemanların bulunması giderek zorlaşıyor.

Bununla birlikte, Türkiye'nin değirmencilik sektöründeki bu başarısı, ihracat rakamlarının yanı sıra sektördeki teknolojik yeniliklere de dayanıyor. Özellikle Bastak Instruments gibi teknoloji şirketlerinin sektöre sunduğu çözümler ve gelişmiş ekipmanlar, Türk değirmencilik sektörünün uluslararası arenada rekabet gücünü artırıyor. Ancak, bu teknolojik gelişmelere rağmen, sektörün karşılaştığı işgücü sıkıntısı, büyüme potansiyelini sınırlayan önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.

Değirmencilik sektöründe çalışmak için teşvik edici maaşlar sunulmasına rağmen, nitelikli elemanların azlığı, sektörün büyüme hedeflerini gerçekleştirmesini engelliyor olabilir. Bu durumda, sektördeki işletmelerin nitelikli iş gücü bulma ve elde tutma stratejilerini gözden geçirmesi gerekebilir. Ayrıca, eğitim kurumlarının değirmencilik sektörüne yönelik nitelikli eleman yetiştirme konusunda daha etkin bir rol oynaması da önem taşıyor.

Türkiye'nin değirmencilik sektöründeki ihracat başarısı ve teknolojik gelişmeler, sektörün uluslararası alanda rekabet gücünü artırırken, işgücü sıkıntısı gibi içsel zorluklar ise sektörün sürdürülebilir büyümesini engelleyebilir. Bu nedenle, sektör paydaşlarının iş birliği içinde çözüm odaklı yaklaşımlar benimsemeleri ve sektördeki nitelikli iş gücü sorununu çözmeye yönelik adımlar atmaları gerekebilir.

Zeki Bey, 7 Şubat 2019 tarihinde TV8 kanalında İlal Şimşek ile yaptığı programda, kendi eğitim geçmişi ve sahibi olduğu şirket olan Bastak Instruments hakkında detaylı bilgiler verdi. Bastak Instruments, Zeki Bey'in liderliğinde kurulmuş ve geliştirilmiş bir teknoloji şirketidir. Şirket, endüstriyel ölçüm cihazları, laboratuvar ekipmanları ve test sistemleri gibi geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Özellikle gıda, tarım, kimya ve ilaç endüstrilerinde kullanılan ölçüm ve test cihazlarıyla tanınır.

Bastak Instruments, yenilikçi tasarımları, yüksek kaliteli ürünleri ve müşteri odaklı yaklaşımıyla sektörde önemli bir konuma sahiptir. Zeki Bey, şirketin kuruluş amacını ve hedeflerini vurgularken, müşteri memnuniyetini ve teknolojik gelişimi ön planda tuttuklarını belirtti. Ayrıca, Bastak Instruments'ın Ar-Ge çalışmalarına ve sektördeki en son teknolojileri takip etmeye büyük önem verdiğini vurguladı.

Bastak Instruments, endüstriyel laboratuvar ihtiyaçlarına uygun özelleştirilebilir çözümler sunarak müşterilerine katma değer sağlamaktadır. Şirket, kalite standartlarına ve uluslararası iş birliği fırsatlarına da önem vermektedir. Zeki Bey'in paylaştığı bilgiler, Bastak Instruments'ın sektördeki konumunu ve gelecek vizyonunu daha iyi anlamamızı sağlamıştır.

03 Aralık 2008

Ülke TV'de konuşan Zeki Bey, 03 Aralık 2008 tarihinde sektörün deneyimli isimlerinden biri olarak Değirmencilik alanındaki mevcut durumu değerlendirdi. Zeki Demirtaşoğlu'nun aktardığına göre, Değirmencilik sektöründe çalışan eleman sıkıntısı giderek artıyor. Bu durum, sektörün büyümesi ve talebin artmasıyla birlikte ortaya çıkan bir zorluk olarak belirtildi. Demirtaşoğlu, sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli ve deneyimli eleman bulmanın giderek zorlaştığını vurgulayarak, bu durumun sektörün gelişimini olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti. Ayrıca, işgücü piyasasındaki bu talep ve arz dengesizliğinin sektörün rekabet gücünü ve verimliliğini olumsuz yönde etkileyebileceği üzerinde duruldu. Zeki Bey'in ifadeleri, Değirmencilik sektörünün mevcut durumunu ve gelecekteki potansiyel zorlukları değerlendirirken sektöre yönelik politika ve stratejilerin belirlenmesinde önemli bir ipucu olarak değerlendirilebilir.

Başkan Demirtaşoğlu Konya' da
Değirmen ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, sektörün gelişimine katkı sağlamak amacıyla Konya'da faaliyet gösteren üye firmaları ziyaret ediyor. Bu özel ziyaretler, sektörün güncel dinamiklerini anlamak, yeni işbirliği fırsatlarını keşfetmek ve bilgi paylaşımını artırmak için son derece önemli bir rol oynuyor. Zeki Demirtaşoğlu'nun ilk durağı, Endüstriyel Elektrik firmasının sahibi Hasan Tarhan'ın iş yeriydi. Bu ziyaret, sektördeki elektrik ve otomasyon çözümleri konusunda bilgi alışverişi ve fikir paylaşımı için bir fırsat sundu. Tarhan, firmasının son projeleri hakkında bilgi vererek, sektördeki teknolojik ilerlemeleri ve gelecekteki işbirliği olanaklarını masaya yatırdı. Demirtaşoğlu daha sonra, Sinem Kaya Mat'ın sahibi olduğu Necdet Kaya Değirmen firmasını ziyaret etti. Bu buluşmada, sektördeki son yenilikler ve ürün geliştirme stratejileri ele alındı. Ardından, Özen Değirmen'in sahibi Aziz Karakaya'nın iş yerine yapılan ziyarette, değirmen makineleri ve bu alandaki teknolojik ilerlemeler konuşuldu. Karakaya, firmasının ürün portföyü hakkında bilgi vererek, sektördeki mevcut ve gelecekteki pazar dinamikleri hakkında önemli görüşler paylaştı. Değirmencioğlu Makine sahibi Ahmet Bacak ve Mustafa Sarıca da, Başkan Demirtaşoğlu'nun kendilerine ziyaretinde sektördeki rekabetçi dinamikler ve gelecekteki iş fırsatları üzerine önemli görüşler dile getirdiler. Safa Değirmen sahibi Sami Pirinç ve Mustafa Pirinç ile Unicore Yem ve Değirmen Makineleri'nin sahibi Cuma Koç'un ev sahibi olduğu toplantılarda, sektörün gelecekteki fırsatlarını ve tehditlerini değerlendirmek için yapılan görüşmeler büyük bir öneme sahipti. Son olarak, Mekpan Panel sahibi Celalettin Hakan Katırcı'nın iş yerinde, sektördeki teknolojik ilerlemeler ve inovasyon konuları ele alındı. Katırcı, firmasının bu alanlardaki çabalarını ve gelecekteki projelerini paylaşarak sektörün daha da ilerlemesi için önemli bir vizyon sundu. Bu ziyaretler, Değirmen ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği'nin sektöre olan bağlılığını ve üyelerine verdiği destek açısından büyük bir önem taşıyor. Ayrıca, sektördeki işbirliği ve bilgi paylaşımını teşvik ederek, sektörün sürdürülebilir büyümesine katkı sağlıyor.

Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, Davos’taki Ekonomi Forumu Toplantısı'nın en öndeki konularından biri olarak ele alınan, Yapay Zekâ (YZ; Artifical Intelligence, AI) uygulamalarının değirmen sektörü üreticileri tarafından da uzun zamandır çok yakından ilgiyle izlendiğini ve üye firmaları tarafından da kullanılmakta olduğunu belirterek, yapay zekâ konusunda açıklamalarda bulundu.

Yapay zekâ; insan zekasının bilgisayar yazılımları tarafından yönetilen sezgisel bir taklidi olup bugün bu bilgisayar yazılım şifreleri, yani yapay zekâ, bulut temelli olarak işletme uygulamalarından tüketici uygulamalarına kadar her alanda yer almaktadır. Ancak, bugün en çok bilinen yapay zekâ uygulaması olan ChatGPT bile yapay zekanın sadece çok sınırlı bir bölümünü kullanmaktadır.

Yapay zekâ, tanımlanmış insan zekasının bir makine tarafından taklit edilerek gereken görevleri yerine getirmesidir. Bu görevler, basitten daha karmaşığa kadar uzanabilmektedir. Yapay zekânın amacı, insan bilişsel zekâsının taklit edilmesidir. Günümüzde, araştırıcı ve geliştirici bilim insanları, öğrenme, sorgulama ve algılamayı taklit etme konusunda şaşırtıcı bir hızla ilerlemekte, böylelikle yapay zekâ teknolojisi de gittikçe daha da gelişmektedir. Bazı insanlar, bu yenilikçi kişilerin, yakında insanların herhangi bir konuyu öğrenme veya değerlendirme kapasitesini aşan sistemler geliştirebileceğini düşünürken, ötekiler tüm bilişsel faaliyetlerin, insan deneyimine tabi olan değer yargılarıyla örülü olması nedeniyle, şüpheciliklerini devam ettirmektedirler.

İdeal yapay zekâ, yapay zekanın belirli bir amaca yönelik işlemleri yapacak şekilde özgünleşmesidir. Yapay zekanın alt setlerinden biri olan mekanik öğreniş ise, bilgisayar programlarının, insan tarafından herhangi bir yol gösterilmeden, yeni verileri kendiliğinden öğrenerek uygulamasıdır. Bu gibi derin öğrenme teknikleri, çok miktardaki metin, resim, grafik ya da video gibi gruplanmamış verilerin otomatik olarak öğrenilmesini sağlamaktadır.

Teknoloji ilerledikçe, yapay zekayı tanımlayan önceki ölçütler de geçerliliğini yitirmektedir. Örneğin, temel işlevleri hesaplayan ya da optik karakter tanıma yoluyla metni tanıyan makinelerin yaptıkları işler artık, yapay zekanın bir işlevi olarak düşünülmemekte, normal bir bilgisayar işlevi olarak kabul edilmektedir.

Yapay zekâ uygulamalarının sonsuz olduğu artık görülmektedir. Bu teknoloji zamanla birçok farklı sektöre ve endüstriye uygulanabilecektir. Örnek vermek gerekirse; bugün yapay zekâ, sağlık sektöründe ilaç dozlarını önermek, tedavileri belirlemek ve ameliyathanedeki cerrahi prosedürlere yardımcı olmak, bankacılık ve finans alanında olağandışı banka kartı kullanımı ve büyük hesap mevduatları gibi faaliyetleri tespit etmek ve işaretlemek gibi uygulamalarda şimdiden yer almaktadır. Hatta bu konuda ortak çalışmalar da gittikçe artmaktadır. Örneğin; META ve IBM, yapay zekayı daha etkin kullanmak için bir şirket bile kurmuşlardır. 

Yapay zekâ; makine tasarım ve üretimlerinde matematik, bilgisayar bilimi, dilbilim, psikoloji ve daha fazlasını temel alan disiplinler arası bir yaklaşımla çalışır. Yapay zekaya sahip öteki makine örnekleri arasında satranç oynayan bilgisayarlar ve sürücüsüz arabalar yer almaktaıdr. Bu makinelerin her biri, her bir eylem nihai bir sonucu etkileyeceğinden, tüm eylemlerini tartarak çalışırlar. Örneğin yapay bir zeka bilgisayar sistemi, sürücüsüz otomobiller için, tüm dışsal verileri gözönüne alarak, çarpışmaları önleyecek hesaplamalar yapıp uygular.

Değirmencilikte de yapay zekâ, bugün için gittikçe daha da fazla kullanılmaktadır. Öğütme sonucunda yüksek kaliteli mamullerin elde edilmesi; akıllı izleme, teşhis, gerçek zamanlı bir değerlendirme, üretim optimizasyonu, hammadde yönetimi, makine öğrenimi ve güçlü veri araçları kullanımı ile mümkündür. Bunlara yapay zekâ tabanlı algoritmaların da dahil edilmesiyle, öğütme işleminin karmaşık işlemleri mükemmel sonuçlar elde edilebilecek şekilde gerçekleştirebilmektedir. Yapay zekaya dayalı bu yaklaşımlar, buğday dışındaki bitkilerin öğütülmesinde ve değerli madenleri ayrıştırma işlemlerinde de kullanılmaktadır.

2023 yılında, 6 Şubat'ın sabah saatlerinde Türkiye'nin Kahramanmaraş ilinin Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu deprem, tüm ülkeyi sarsan bir felaketin başlangıcıydı. Aynı günün öğleden sonrasında, Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde başka bir deprem daha oldu. Bu iki deprem, Kahramanmaraş merkezli olup, 11 ili doğrudan etkiledi ve 14 milyon vatandaşı derinden sarsarak, "Asrın Felaketi" olarak anılmaya başlandı.

Depremler, beklenmedik bir anda gelir ve hayatlarımızı sonsuza dek değiştirir. 6 Şubat 2023, Türkiye için böyle bir gündü. O gün, milyonlarca insanın hayatı bir anda değişti. Evleri, aileleri, sevdikleri ve hayalleriyle birlikte birçok insanın hayatı yerle bir oldu. Ancak, bu felaketin ardından Türkiye halkının gösterdiği dayanışma ve birlik ruhu, tüm dünyaya örnek oldu.

Kahramanmaraş ve çevresindeki illerde yaşayan insanlarımız, depremin hemen ardından bir araya gelerek, enkaz altında kalanları kurtarmak için seferber oldular. Herkes, elinden geleni yaparak, bu zorlu süreçte birbirine destek vererek Türk halkının birlik ve beraberlik ruhunun en güzel örneklerinden birini gösterdiler.

Depremin üzerinden bir yıl geçti. Ancak, o gün yaşanan acılarımız hala taze. Yitirilen hayatlar, yıkılan evler ve kaybedilen umutlar... Bu felaket, Türkiye'nin tarihinde derin bir iz bıraktı. Ancak, bu iz aynı zamanda bir toplumun nasıl bir araya gelebileceğini, nasıl dayanışma gösterebileceğini ve nasıl daha güçlü hale gelebileceğini de gösterdi. 6 Şubat 2023, Türkiye için bir felaket günü. Ancak aynı zamanda bir toplumun birlik, beraberlik ve dayanışma ruhunu gösterdiği bir gün olarak da anılacak.

Bu vesileyle hayatlarını kaybetmiş olan vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kalanlara ve tüm vatandaşlarımıza sabırlar diliyorum. Böyle bir felaketi bir daha yaşamamak dileği ile...

Zeki Demirtaşoğlu

DESMÜD Başkanı

Değirmen ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği olarak üyelerimizi bir araya getirerek iş birliğini güçlendirmek ve sektöre katkı sağlamak amacıyla Bolu Abant Taksim Otel'de, özel ve keyifli bir organizasyona imza attık. Bu özel toplantı, sadece sektör paydaşlarımız arasındaki bağları güçlendirmekle kalmayıp, aileleri de bir araya getirerek samimi bir ortam oluşturdu.

Toplantının gerçekleştiği Bolu Abant Taksim Otel, ailelerin de katılımına uygun bir atmosfer sunarak etkinliğe farklı bir boyut kattı. Sektör temsilcileri ve aileleri, iş konularının yanı sıra kişisel bağlarını güçlendirecek bir platformda bir araya geldiler. Bu özel toplantı, iş dünyasının yoğun temposunda aralarındaki samimiyeti artırmak isteyen dernek üyeleri için bir fırsat yarattı.

Organizasyon kapsamında gerçekleştirilen gezi programı, Bolu'nun doğal güzellikleriyle birlikte tarih ve kültür zenginliklerini de içeriyordu. Sünnet Gölü, Mudurnu ve Göynük gibi önemli noktalarda yapılan ziyaretler, üyelerin hem doğayla iç içe olmalarına hem de bölgenin tarihini ve kültürünü yakından tanımalarına olanak tanıdı.

Göynük, özellikle geleneksel konutları ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan yapısıyla dikkat çeken bir yerleşim yeri. Organizasyon sayesinde dernek üyeleri ve aileleri, Göynük'ün mevcut durumuyla neredeyse hiç bozulmamış bir Osmanlı kasabası görünümünde olduğunu deneyimleyerek, geçmişle günümüz arasındaki köprüyü kurma şansı buldular.

Toplantının samimi atmosferinde, üyeler birbirleriyle daha yakından tanışma fırsatı buldular. İş dünyasındaki iş birlikleri kadar kişisel ilişkilerin de önemli olduğu bu organizasyon, dernek üyelerini bir araya getirerek sektörde daha güçlü ve birbirine destek olabilen bir aile atmosferi oluşturdu.

Bu tür etkinlikler, sadece iş dünyasındaki profesyonel ilişkileri değil, aynı zamanda kişisel bağları da güçlendirerek sektördeki dayanışmayı artırmanın önemini vurguluyor. Derneğimiz, bu tür etkinliklerle üyelerini bir araya getirerek sektöre katkı sağlamaya devam edecek.

Kahraman Türk ordusunun Çanakkale Cephesi'nde verdiği muazzam mücadele, sadece Türk milletinin tarihini değil, tüm dünya tarihini şekillendiren bir olaydır. Bu zafer, dünyanın güç dengelerini değiştirmiş ve Türk milletinin kararlılığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Çanakkale Savaşı, Anadolu halkına büyük bir umut ve azim vermiştir. Bu azim, Kurtuluş Savaşı'nın kıvılcımını ateşlemiştir. Büyük komutan, Mustafa Kemal Atatürk’ ün komutasındaki büyük Türk ordusu, üstün muharebe taktikleriyle ve cesaretiyle düşmana karşı zaferle çıkmıştır. Ancak unutulmamalıdır ki, bu zafer sadece askeri bir başarı değildir; aynı zamanda Türk askerinin insancıllığını da sergilediği bir zaferdir.

Her siperde yazılan bir destan olan Çanakkale Savaşı, "Çanakkale Geçilmez!" ilkesini tüm dünyaya kabul ettirmiştir. Bu savaş, dünyanın en büyük orduları karşısında büyük bir direnişi simgeler. 18 Mart Çanakkale Zaferi, azim, kararlılık ve fedakarlığın muhteşem bir örneğidir.

Cephe gerisinde de büyük bir kahramanlık destanı yazılmıştır. Bu zafer, yüzyıllarca esaret altında yaşamış milletlere umut ışığı olmuştur. Çanakkale Zaferi, en son teknolojik silahlara sahip devasa donanmalara karşı kazanılan bir zaferdir ve Türk milletinin vatanına sahip çıkma azmini göstermiştir.

Bugün, Çanakkale Zaferi'nin 109. yılını kutluyor ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve tüm vatansever halkımızı minnetle anıyor, saygıyla selamlıyoruz. Onların gösterdiği fedakarlık ve cesaret, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesindeki kararlılığını her zaman hatırlatmaya devam edecektir.

Zeki Demirtaşoğlu

Değirmen ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği Başkanı

Genel Başkanımız Zeki Demirtaşoğlu' ndan 10 Kasım vesilesiyle basın açıklaması “Sanayideki teşebbüsler, teşvik edecek ve cesaret verecek mahiyettedir. Fakat memleketin ağır sanayisinin kurulması bitmedikçe her nokta-i nazardan yürek istirahati duymamıza imkân yoktur. Bu sebeple memleketin sanayi teçhizatını tamamlamak için büyük gayret ve dikkatinizi çekmeyi yerinde buluyorum.” M. Kemal Atatürk Dünya’da, ülkelerin tarihine çeşitli alanlarda değerler katmış ve her zaman minnet, şükran ve saygı ile anılan birçok insan vardır. Kurtuluş Savaşını başarıyla sona erdirdikten sonra modern Türkiye’nin temellerini atan Atatürk’te bizim milletimizin saygı ile andığı en öndeki ulusal liderimizdir. İşte, aradan bunca yıl geçmiş olmasına rağmen her 10 Kasım’da, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete intikali dolayısıyla anmamız ve unutmamamız milletimizin kendisine gösterdiği sevgi ve saygının bir işaretidir. Bunun en güzel göstergesi de onu anma günleridir. Diğer bir ifadeyle milletinin O’nunla ilgili hafızasını tazelediği günlerdir.

Değirmencilerin yeni rotası Latin Amerika
Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, Latin Amerika'nın dünyada tahıl üretimi, tüketimi ve değirmencilik konusunda önemli bir konumda yer aldığını belirtti
Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, , değirmencilik sektöründeki uluslararası faaliyetler ve ihracat çalışmalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Türk değirmen imalatçılarını ve sektör makineleri üreticilerini tek çatı altında toplayan DESMÜD'ün 2017 yılında kurulduğunu hatırlatan Demirtaşoğlu, dernek üyesi firmaların 140'tan fazla ülkeye ihracat yaparak Türk bayrağını dünyanın dört bir yanında dalgalandırdığını söyledi.

Demirtaşoğlu, Türk değirmencilik sektörünün ülkede fazla bilinmemesine karşın dünyada çok güçlü bir marka haline geldiğine işaret ederek, "Türk değirmencilik sektörü, 2018 yılında 1,62 milyar dolarlık satışla ihracatta dünyada lider konumda. Geçen yılı ise 1 milyar 800 milyon dolarlık bir ihracatla tamamladık. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı olan 2023'te ihracatımızı 7 milyar dolara ulaştırmayı hedefliyoruz." diye konuştu.

"Arjantin'in ihracat teşviklerini değerlendirmeliyiz"

Ülke ve sektörün ihracatını artırmak için yeni pazarlar aradıklarını vurgulayan Demirtaşoğlu, yaptıkları fizibilite çalışmaları sonucu yeni rotalar belirlediklerini bildirdi. Demirtaşoğlu, Latin Amerika'da tarımsal endüstrinin kilit sektör olduğunu ifade ederek, söz konusu bölgenin Türk değirmenciler için önemli fırsatlar barındırdığını dile getirdi.

Latin Amerika'nın, birçok tarım ürününün üretilmesine müsait bir coğrafya olduğuna dikkati çeken Demirtaşoğlu, şöyle konuştu:

"Latin Amerika toprakları ve iklimi, özellikle hububat üretimi için olağanüstü bir potansiyel sunarken dünyada tahıl üretimi, tüketimi ve değirmencilik konusunda da önemli bir konumda yer alıyor. Öyle ki Latin Amerika'nın en önemli ülkelerinden Arjantin, dünya buğday üretiminde oldukça önemli noktada. Bir süre yatırımcıların güvenini sarsan Arjantin, 2015 yılından bu yana oldukça önemli bir ilerleme katederek, yatırım ve ihracatı teşvik eden reformlar geliştirdi. Bu anlamda Latin Amerika pazarına girilmesi, Türk değirmencilik sektörü ve ülke ekonomisi için önem arz ediyor. Dünya değirmencilik sektöründe lider olan bizler, bu pazarlarda olmalıyız."

"Brezilya, tarımda yeni teknolojilere ihtiyaç duyuyor"

Demirtaşoğlu, Arjantin'in yanı sıra Brezilya'nın da dünya tarım pazarında rekabetçi konumunda bulunduğunu söyledi. Topraklarının 75 milyon hektarını tarıma ayıran ve yüzde 8,8'lik ekilebilir alana sahip olan Brezilya'nın, şu anda dünyanın en büyük 3'üncü tarım üreticisi olduğunu belirten Demirtaşoğlu, şunları kaydetti:

"Brezilya, dünya işlenmiş gıda pazarında hacim açısından 2'nci, mali açıdan en büyük 5'inci ülke durumunda. Ülke ekonomisinin ana gelir kaynaklarından endüstriyel tarım, Brezilya gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 30-31'ine tekabül ediyor. Ayrıca 2050 yılına kadar küresel gıda talebinin yüzde 40'ını karşılaması beklenen Brezilya endüstriyel tarım sektörü, dünyanın önde gelen gıda tedarikçisi olarak kalmak için gıda işlemede yeni teknolojilere ihtiyaç duyuyor. Bu noktada dünyada alanında lider olan Türk değirmencilik sektörü, artık bu coğrafyaya yönelmeli ve yatırımını buralara yapmalı. Bizler de 15 yıldan beri Endüstri 4.0'ı kullanarak tamamıyla yerli, milli olarak ürettiğimiz makinelerimizle, Latin Amerika topraklarında akıllı fabrikalar kurmalı ve ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlamalıyız."

Kahraman Türk ordusunun Çanakkale Cephesi'nde verdiği muazzam mücadele, sadece Türk milletinin tarihini değil, tüm dünya tarihini şekillendiren bir olaydır. Bu zafer, dünyanın güç dengelerini değiştirmiş ve Türk milletinin kararlılığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Çanakkale Savaşı, Anadolu halkına büyük bir umut ve azim vermiştir. Bu azim, Kurtuluş Savaşı'nın kıvılcımını ateşlemiştir. Büyük komutan, Mustafa Kemal Atatürk’ ün komutasındaki büyük Türk ordusu, üstün muharebe taktikleriyle ve cesaretiyle düşmana karşı zaferle çıkmıştır. Ancak unutulmamalıdır ki, bu zafer sadece askeri bir başarı değildir; aynı zamanda Türk askerinin insancıllığını da sergilediği bir zaferdir.

Her siperde yazılan bir destan olan Çanakkale Savaşı, "Çanakkale Geçilmez!" ilkesini tüm dünyaya kabul ettirmiştir. Bu savaş, dünyanın en büyük orduları karşısında büyük bir direnişi simgeler. 18 Mart Çanakkale Zaferi, azim, kararlılık ve fedakarlığın muhteşem bir örneğidir.

Cephe gerisinde de büyük bir kahramanlık destanı yazılmıştır. Bu zafer, yüzyıllarca esaret altında yaşamış milletlere umut ışığı olmuştur. Çanakkale Zaferi, en son teknolojik silahlara sahip devasa donanmalara karşı kazanılan bir zaferdir ve Türk milletinin vatanına sahip çıkma azmini göstermiştir.

Bugün, Çanakkale Zaferi'nin 109. yılını kutluyor ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve tüm vatansever halkımızı minnetle anıyor, saygıyla selamlıyoruz. Onların gösterdiği fedakarlık ve cesaret, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesindeki kararlılığını her zaman hatırlatmaya devam edecektir.

Zeki Demirtaşoğlu

Değirmen ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği Başkanı

DESMÜD' den dört yıllık değirmencilik bölümü için önemli adımlar Başkanımız Zeki Demirtaşoğlu ve Prof. Dr. Nusret Zencirci, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Cengizoğlu'nu ziyaret ederek önemli bir adım attılar. Ziyaret sırasında, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar'dan randevu alınarak Rektör Bey ile görüşme kararı alındı. Bu görüşmede, ülkemiz için oldukça stratejik bir sektör olan değirmencilik sektörünün önemi vurgulandı. Değirmencilik sektörü, gıda endüstrisinde kilit bir rol oynamakta olup, un ve unlu mamuller üretimi için temel bir bileşen olarak kabul edilmektedir. Ülkemizin bu alandaki potansiyelini maksimum seviyeye çıkarmak için yeni bir dört yıllık Değirmencilik bölümü açılması düşünülmektedir. Bu, sektörün talep ettiği ara eleman ihtiyacını karşılayacak ve aynı zamanda istihdam yaratılmasına büyük katkı sağlayacaktır. Ayrıca, değirmencilik sektörünün uzman eksikliği de giderilerek, sektörün daha verimli ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesine olanak tanınacaktır. Bu adım, hem ülkemizin ekonomisine önemli bir katkı sağlayacak hem de gıda endüstrisinin büyümesine destek olacaktır. Değirmencilik bölümünün açılması, ülkemizin tarım ve gıda sektörlerindeki büyüme ve gelişme hedeflerine önemli bir adım olarak görülmektedir. Bu sayede, sektörümüz ulusal ve uluslararası arenada daha rekabetçi hale gelecek ve ülke genelinde daha fazla iş fırsatı yaratılacaktır.

Birlik, beraberlik ve bağımsızlık ruhu ile ateşlenen istiklal mücadelemiz sonucunda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile taçlanmıştır. Ancak bu yol hiç de kolay alınan bir yol olmamıştır. 3,5 yıl süren Kurtuluş Savaşı’nın ardından, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, Türkiye nüfusu az, ekonomisi zayıf ve dünya üzerinde etkisisiz bir ülke idi. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu günlerde ise, Türkiye’nin dünyanın en önemli ülkelerinin başında geldiğini büyük bir rahatlıkla söyleyebiliriz.

Evet, dünyanın en zengin ülkesi olmayabiliriz, ekonomik olarak dünyanın en önde gelen ülkelerinin başında gelmeyebiliriz, ancak tarihin başlangıcından beri kadim kültürlere ev sahipliği yapması, tarımda, bitki ve hayvan genetik çeşitliliğnde dünyanın en zengin ülkelerinden biri olması, bu zenginliğini, tarımsal ve sanayi üretkenliğinde  çok iyi değerlendirmesi, düştüğü her zor durumdan çıkabilme azmi ve Türkiye Cumhuriyeti olarak yaşama sevinciyle ülkemiz bugün dünyanın önemli ülkelerinden biri olduğunu kanıtlamış bulunmaktadır.

Uzun bir kurtuluş savaşından çıkmış, ekonomisi dışa bağımlı, sanayi devrimini ıskalamış ve üretemeyen ve sadece 4 fabrikası olan bir ülkeden, bugün, milli bir anlayışla yürüttüğü ekonomik kalkınma çalışmaları sonucunda yüzlerce fabrika kurarak ve ithalatı azaltıp ihracatı artırarak ekonomik anlamda bağımsızlığını güçlendiren bir Türkiye Cumhuriyeti’ne dönüştü. Bir ülkenin bağımsızlığının temeli, kuşkusuz ki ekonomik gücüdür. Bu güce sahip olmak ise üretmekten geçmektedir.  “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin ilk yıllarında, ülkede var olan ekonomik enkaza rağmen gerçekleştirdiği sanayi devrimiyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının temellerini attı. Sanayi devrimiyle başlayan bu çabalar bugün de ülkemizin gayretli ve çalışkan sanayicileri tarafından samimiyetle devam ettirilmektedir. 100 yıllık genç bir ülke olan ve kurtuluş savaşı sonrasında bir enkaz halinde olan Türkiye Cumhuriyeti, imkânsızlıklar içerisinde verdiği zorlu Kurtuluş Savaşı ardından ikinci savaşını, kuşkusuz ki, ekonomik kalkınma alanında kazanmıştır. Üretmeyen, dışa bağımlı ve borçlu bu genç Türkiye Cumhuriyeti, büyük bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunun farkındaydı. Bu nedenle; Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının hedefleri büyük, yükleri ağırdı.

Millî hedef belli idi. Ona ulaşacak yolları bulmak ise zor değildi. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde samimiyetle ve gayretle çalışmaktı. Bu konuda, ihtiyaç duyulan herşey vardı, ancak çalışkan olmak ve çalışmak, çalışmak, çok çalışmak gerekli idi. Doğal olarak ki zenginlik ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, ancak bu çok çalışma sonucunda elde edilebilecekti. Bugün gelinen noktada, ülkemizi çok güçlü kılan özelliklerinin başında gelen, birlik ve beraberliğimizi güçlü bir şekilde sağlayan Cumhuriyetimizi, bu 100ncü yılında daha da bir coşku ile kutlamak ve yaşatmak durumundayız. İleride bir Türkiye Cumhuriyeti ve zirvede bir bayrak için çok çalışmamız gerektiğinin bilincinde olmamız gerektiğini bilmek zorundayız.

Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) olarak, cumhuriyetin bu yüzüncü yılında, Cumhuriyet Bayramı' mızı, ulus olarak coşkuyla kutlarken, cumhuriyetimizin en önemli hedeflerinden biri olan “ileriye ve daima ileriye gitme” amacımıza ulaşma hedefimiz için çalışacağımızı, biz de, burada bir daha, söz verirken, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere kahraman silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anmayı bir vefa borcu biliriz.

Çok Yaşa Cumhuriyet, Çok Yaşa.

Zeki DEMİRTAŞOĞLU

DESMÜD Çorum'da Eğitim ve Sektör İşbirliğini Güçlendiriyor Çorum'da eğitim ve sanayi sektörü arasındaki işbirliğini artırmak ve geleceğin iş gücünü yetiştirmek amacıyla Değirmen Makine ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği (DESMÜD) olarak TOBB-OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde bir kahvaltılı çalışma toplantısı düzenlenecektir. 6 Eylül 2023 Çarşamba günü saat 9:00'da yapılacak olan bu önemli etkinliğe, Çorum İl Milli Eğitim Müdürü Abdullah Kodek, DESMÜD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, Genel Sekreter Prof. Dr. Nusret Zencirci ve dernek üyelerimizin katılımıyla gerçekleştirilecektir. TOBB-OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi değirmencilik bölümü hocaları da bu önemli buluşmada yerlerini alacaklardır. Toplantının ana gündem maddesi, TOBB-OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin altyapısının incelenmesi ve okulun ihtiyaçları ile isteklerinin detaylı bir şekilde ele alınması olacak. Eğitim kurumlarının sektörün ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmesi ve geleceğin iş gücünün yetiştirilmesine katkı sağlanması hedefleniyor. Bu doğrultuda, çözüm odaklı çalışmalar ve işbirliği fırsatları da değerlendirilecektir. Bu kritik buluşmada yer alarak eğitim ve sanayi sektörü işbirliğine destek vermek isteyen tüm üyelerimizi 6 Eylül 2023 Çarşamba günü saat 9:00'da TOBB-OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde bizi desteklemeye davet ediyoruz. Birlikte, daha güçlü bir geleceği inşa etmek için çalışacağımıza inanıyoruz. DESMÜD olarak, sektörümüzün ve eğitim kurumlarının geleceğini şekillendirmek için bir araya gelmeye hazırız. Sizleri aramızda görmekten mutluluk duyacağız. 

Başkan Zeki Demirtaşoğlu’ndan Yıldırım Bayezit Üniversitesi yeni rektörü Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu’na ziyaret Başkan Zeki Demirtaşoğlu Yıldırım Bayezit Üniversitesi yeni rektörü Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu’ na hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Üniversiteler de açılması gereken 4 yıllık Değirmencilik bölümü ile ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. Sayın Köseoğlu ise, bu konuyu bizzat takip edeceğini ve YÖK' de 4 yıllık Değirmencilik bölümünün ingilizce olarak açılmasını ile ilgili elinden geleni yapacağını ve üniversite olarak hazır olduklarını dile getirdi. 

DESMÜD Yönetim Kurulu Üyelerimiz; Alapala Makine – Görkem Alapala, Çift Kartal – Cihangir Fikri Saatçioğlu ve Başkan Zeki Demirtaşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyon Başkanı Mustafa Varank’ ı ziyaret etmiştir. Derneğimiz ihracat rakamlari ve yeni faaliyetleri hakkında bilgiler verilmiştir. Sayın Varank sektörümüzün dünyadaki birinciliğini tebrik ettiğini, sosyal medyadan faaliyetlerimizi sürekli takip ettiğini, kendisinin ve devletimizin her zaman değirmen makineleri imalatçılarının yanında olduğunu söyleyerek, bakanlık döneminde sektörümüzü diğer sektörlere örnek gösterdiğini de söylemiştir. Ayrıca, düzenleyeceğimiz tüm organizasyonlar da yanımızda olacağını ve bizi destekleyeceğini iletmiştir.

Başkan Zeki Demirtaşoğlu Çorum'da faaliyet gösteren DESMÜD üyeleri ile bir araya gelerek çalışmaları hakkında bilgi alıyor. Samimi bir ortamda gerçekleşen ziyaretler esnasında Başkan Demirtaşoğlu üye firmaların talepleri ve ihtiyaçlarıyla ilgili de görüşme fırsatı buluyor.

Uzun zamandır bu ziyaretleri yapmayı düşündüğünü ileten Başkan Demirtaşoğlu, gerek kendisinin, gerek üyelerin yoğun iş temposu sebebiyle ortak bir zaman ayarlamakta zorluk çektiklerini, bununla birlikte geç de olsa ziyaretleri yapma imkanı bulmasından dolayı memnuniyetini dile getirdi.

Kendisine gösterilen ilgiye teşekkür eden Sayın Zeki Demirtaşoğlu, diğer illerde bulunan üye firmalarını da çok yakında ziyaret edeceğini sözlerine ekledi.

Sayın Zeki Demirtaşoğlu Nijerya Büyükelçisi Sayın İsmail Yusuf Abbayı ziyarette bulundu.

Ziyaret esnasında Demirtaşoğlu değirmen sektörü ile ilgili 2022 yılı ihracat rakamlarımızın artışı ile ilgili bilgiler vererek, dernek üyelerimizin Nijeryalı firmalar ile yeni yatırımlar ve ticari fırsatlar konusunda çalışma arzusunda olduklarından bahsetti.

Başkanımız Zeki Demirtaşoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı sayın Hasan Büyükdede’yi ziyaret etti. Ziyaret esnasında değirmen sektörünün bu yıl hedeflediği ihracat rakamları görüşülerek bölgesel konular üzerinde fikir alışverişinde bulunuldu. Sayın Büyükdede ile sektör ihtiyaç ve sorunlarını konuşma fırsatı bulan Sayın Demirtaşoğlu değirmen endüstrisinin gelişmesi ve atılım göstermesi için bekledikleri destekleri iletti.

Sayın Cumhurbaşkanımızın yılsonuna kadar 1 milyon gencimizin Merkezi Eğitim Merkezlerine dâhil edilmesi hedefine ilişkin; "Biz de Desmud olarak Meslek edindirme konusunda üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yapmaya çalıştık, 2017 yılında şimdiki Bakanımız Sayın Mahmut Özer'in destekleriyle Milli Eğitim Bakanlığımız ve Meslek Edindirme konusunda yaptığımız protokol gereği Konya, Çorum ve Gaziantep'te bölümlerimizi açtık ve öğrencilerimiz ilgili bölümlerde eğitimlerine devam ediyorlar. Ayrıca; bu bölümlerde eğitim gören öğrencilerimize burs, staj imkânı ve iş garantisi verdik. Sayın Cumhurbaşkanımızın açtığı bu yolda biz de bu projeyi gönülden destekliyoruz." dedi. Buna ek olarak Sayın Bakanımız Mahmut Özer’den diğer Meslek edindirme ve Eğitim Merkezleri projelerimiz için destek bekliyoruz.

Demirtaşoğlu ayrıca; "Çok daha önceden bu projenin ihtiyacını fark edip, 2.5 Milyar dolar ihracat yapan sektörümüz altyapısını geliştirmek üzere mavi yaka ihtiyacını karşılamak için bu tür Meslek edindirme projelerini her zaman destekçisi ve takipçisi olacaklarını ayrıca Değirmen ve Bilimi Teknolojisi Bölümünün açılması ile ilgili olarak da YÖK ile görüşmelerimiz devam etmekte olup, beyaz yaka ihtiyacımızı da bu bölüm ile karşılamayı umuyoruz” dedi.

Başkanımız Zeki Demirtaşoğlu'ndan derneğimiz ve sektörümüz hakkında bilgiler alan Abba tüm sektörde yatırım için Nijerya' ya davet etti.

Ziyarette Demirtaşoğlu ve beraberindeki Sanayiciler sektördeki son gelişmeler, Saray sanayi sitesindeki sorunlar ve çözüm önerileri hakkında Sayın Hasan Büyükdede’ye brifing verdi. Sektör temsilcilerimizin mevcut ihracat tutarının 2.2 Milyar dolar ve sektörün Türkiye Cumhuriyetimizin 100.yıl dönümü olan 2023’e emin adımlarla ilerlediğinin altını çizen Demirtaşoğlu, 2023 yılı hedeflerinin 3,5 Milyar dolar olduğunu ifade etti.

Demirtaşoğlu, daha önce Sayın Varank ile yapılan görüşmeler sonucu Sektör sanayicisinin sorunları ile ilgili yapılan istişareler neticesinde bu konuların çözülmesi üzerine hızlı yol kat edilmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.   Daha önce görüşülen konular arasında olan: Hammadde olarak kullanılan ve yurt içinde üretimi olmayan paslanmaz çelik malzemedeki gümrük vergisinin kaldırılması konusuna ilişkin olarak “Ülkemizde üretimi bulunan, 500mm üzeri genişliği olan paslanmaz çelik yası mamul ürünlerinde %12 Gümrük Vergisi olup, herhangi bir ilave gümrük vergisi bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra ülkemizde üretimi bulunmayan uzun ve genişliği 500 mm’den düşük paslanmaz çelik ürünlerine gümrük vergisi uygulanmamaktadır. Belirtildiği üzere 500mm üzeri genişliği olan paslanmaz çelik yassı mamul ürünlerinde yerli üreticiyi korumak amacıyla uygulanan Gümrük vergisi, sektörle değerlendirme yapılarak, bu oranın kaldırılması değil, ancak %3 - %4 gibi bir oran daha düşürülebileceği değerlendirilmektedir.

Sektörün ara/kalifiye eleman ihtiyacına ve Ankara’da kurulması planlanan “Değirmencilik Kampüsüyle ilgili olarak, diğer imalat sektörlerinde olduğu gibi değirmen makinaları sektörü için de eleman yetiştirilmesi hususunda yapılacak çalışmalar Bakanlık nezdinde uygun görülmekle birlikte, DESMUD tarafından yapılacak olan ön hazırlık çalışmalarının netleşmesi durumunda Bakanlık olarak konu yakından takip edilecek ve Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde gerekli girişimlerde bulunulacaktır.

Çin’den ithal edilen değirmen makinelerine ek gümrük vergisinin uygulanması hususuyla ilgili olarak, Makinelere uygulanan mevcut gümrük vergisi %1,7, ilave gümrük vergisi ise %20 oranında uygulanmakta olup, güçlü olduğumuz bir sektör nedeniyle artışa gerek olmadığı Bakanlığımız tarafından değerlendirilmektedir.

DESMUD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu: “TİM ve Eximbank İşbirliğinde kurulan İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi (İGE) 'nin sektör adına  çok olumlu bir gelişme olduğu kanaatinde olduklarını ve bu oluşumun 2021 yılı bitmeden faaliyete geçmesini talep ettiklerini söyledi. Sanayicilerin genel talepleri arasında olan “Engelli personel bulunamamasından dolayı engelli personel çalıştırma mecburiyetinin azaltılması ya da kaldırılması, engelli personel bulunması durumunda ise devletten maaş aldığı için çalışmak istememesi, İş güvenliği yasası ile Avrupa Birliği Uyum Kapsamında çıkan yasaların uyumsuzlukları (KVKK Uygulama sıkıntıları vb.), Yurtdışı fuar gezisi desteklerinin geri alınmasıyla ilgili Sanayicilerimizin bu desteklere ilişkin bilgi-belge anlamında daha fazla desteklenmesinin altı çizildi.

ADI OLMAYAN SANAYİ SİTESİ! SARAY SANAYİ BÖLGESİ, ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ OLSUN!

Bölge sanayicilerinin mevcut altyapı vb.sorunlarına ilişkin olarak gelen bu talep üzerine Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede yaptığı konuşmada, “Saray Sanayi Bölgesinin sahip olduğu birçok avantajla yatırımcıları kendine çeken, sanayicinin büyümek istediği üretim bölgesi olduğunu belirtti ve potansiyeli olan bu tür bölgelerin elektrik, yol vb. altyapı problemlerinin ivedilikle çözüme kavuşturma arzusunda olduklarını, buna ilişkin ilk somut adım olarak şu an üzerinde çalışılan ve proje halinde sona yaklaşan “Sanayi Bölgeleri Islah Kanunu” çalışmalarının müjdesini verdi. Bu sayede, Saray sanayi bölgesi gibi potansiyeli olan ancak yol, elektrik vb. birtakım altyapı problemlerinin çözümüne ilişkin sorunların ortadan kalkacağı söyledi.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Sayın Hasan BÜYÜKDEDE,  DESMUD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu ile birlikte Saray sanayi bölgesinin gelişip, uzun vadeli hedeflerini gerçekleştirmesi için yerinde incelemelerde bulunarak bölge sanayicisinin sorunlarını birebir istişare etme fırsatı buldular.

Yapılan görüşmeler sonunda Değirmen ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, Sayın Hasan Büyükdede’ye hediyelerini takdim ettiler.

DESMUD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, "Cevapsız Kalmasın" canlı yayınına katılarak, sektörümüze ilişkin önemli açıklamalarda bulundu

Bastak’ın test metotları ABD, Kanada ve Avrupa’da kullanılmaya başladı

Bastak’ın Ar-Ge biriminde geliştirdiği 4 yeni metot, Uluslararası Tahıl Bilimi ve Teknolojisi Birliği (ICC) kataloğuna girdi.

Değirmen makinelerini yanı sıra sektörel test cihazları üretiminde Avrupa çapında önemli bir konuma gelen Bastak’ın Ar-Ge biriminde geliştirdiği 4 yeni metot, Uluslararası Tahıl Bilimi ve Teknolojisi Birliği (ICC) kataloğuna girdi.

Bastak’ın belirlediği 4 yeni metot, ICC kitapçığında yer alarak başta ICC olmak üzere Avrupa, Kanada, ABD ve tüm dünyada üniversiteler, araştırma merkezleri, kalite kontrol laboratuvarlarının kullanımına sunuldu.

Geliştirdikleri sistemler sayesinde hem Türkiye ekonomisine katkı sağladıklarını hem de dünya değirmencilik sektörüne hizmet verdiklerini ifade eden Bastak CEO’su Zeki Demirtaşoğlu, bu alandaki konumlarını güçlendirmek için önümüzdeki 3 yılda en az 5 milyon dolarlık daha yatırım öngördüklerini söyledi.

“Robotik numune alma sisteminin patentine sahibiz” Demirtaşoğlu, temel olarak değirmen makineleri ve gıda sektörüne yönelik kalite kontrol cihazı üretimi gerçekleştiren Bastak Teknoloji’nin Türkiye’nin ilk ve tek gıda kalite kontrol cihazları Ar-Ge merkezine sahip olduğunu kaydetti. Bugün itibarıyla 72 adet gıda ve kalite tahıl kontrol cihazları bulunduğunu kaydeden Zeki Demirtaşoğlu, geliştirdikleri robotik numune alma sisteminin ise dünyada bu alanda ilk ve tek patenli sistem olduğu bilgisini verdi.

Gerek yurt içi tüketimde gerekse uluslararası ticarette gıda kalite kontrolünün çok önemli olduğunun altını çizen Zeki Demirtaşoğlu, kendisinin de komite üyesi olduğu Uluslararası Tahıl Bilimi ve Teknolojisi Birliği’nin tahıl bilimcileri ve teknolojileri uzmanlarından oluşan uluslararası bir ağ olduğunu kaydetti.

ICC standart metotlarının uluslararası ticarete, mevzuata ve standartlara kılavuzluk ettiğini belirten Demirtaşoğlu, Bastak olarak ICC kataloğuna giren 4 metotla Türkiye’de ve dünyada bir ilke imza attıklarını söyledi.

“Milimetrenin binde biri hassasiyetinde ölçüm yapıyor”

Ankara Kahramankazan’da 7 bin metrekaresi kapalı 10 bin metrekare alanda üretim yaptıklarını dile getiren Zeki Demirtaşoğlu, 195’i mühendis olmak üzere 265 kişiye istihdam sağladıklarını aktardı. 1 mikronun (milimetrenin binde biri) altında hassasiyetle ölçüm yapan cihazlarının bugün 80 ülkede kullanıldığını dile getiren Demirtaşoğlu, yıllık gerçekleştirdikleri test sayısının 350 bini bulduğunu belirtti.

140 ülkeye Türk makineleri

Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) Genel Başkanı Zeki Demirtaşoğlu; “Yeni pazarlara açılarak, yerli ve milli makinelerimizi daha fazla ülkeye göndereceğiz” dedi.

140 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini ve 2019 için belirledikleri 2 milyar dolarlık ihracat hedeflerini yakaladıklarını aktaran Demirtaşoğlu, “Güney Amerika’ya açılmak için çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu. Demirtaşoğlu özetle şunları aktardı:

GÜNEY AMERİKA’YA AÇILACAĞIZ

“Yaptığımız araştırmalar ve istişareler sonucunda Güney Amerika pazarının bizim için çok iyi ve elverişli olduğunu gördük. Bizim yerli ve milli makinelerimiz hem kalite hem de fiyat anlamında birçok Avrupa ülkesinden daha uygun. Hâl böyle olunca da rekabet durumu ortaya çıkacak, bu sayede de Orta ve Güney Amerika’da gayet kolay bir şekilde yerimizi alacağız. Yerli ve milli makinelerimizi başka ülkelerin insanlarıyla buluşturmak, ülkemizin sanayisinin ve teknolojisinin ne kadar ileride olduğunu göstermek istiyoruz.”

Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, “COVID-19 salgınına rağmen, 2020’de üretmekten geri durmadık” dedi. 2020’de 2 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdiklerini açıklayan Demirtaşoğlu, 140 ülkeye değirmen makineleri ihraç ettiklerini ve anahtar teslim fabrikalar kurduklarını belirtti. Demirtaşoğlu, özetle şu bilgileri paylaştı: 2 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT GERÇEKLEŞTİ “2020, pandemi nedeniyle gerçekten çok zor geçti. Biz sanayiciler de bu süreçten elbette etkilendik ancak edinmiş olduğumuz bilgi birikimi ve geçmişte yaptığımız düzgün işler, bu süreci biraz olsun kolay atlatmamıza olanak sağladı. DESMÜD olarak 2020’yi 2.8 milyar dolarlık bir ihracat ile kapatmak ve ülkemize dolar girdisi sağlayıp, katma değer üretme arzusundaydık fakat pandemi koşullarında bu mümkün olmadı. Biz yine de var gücümüzle üretim yapmaya, istihdam yaratmaya çalıştık. Geçen bir yıllık süreçte emeklerimizin tam karşılığını alamasak da değirmen makine sektörü olarak 2020’de 2 milyar doların üzerinde bir ihracat gerçekleştirmeyi başardık.”

Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) Genel Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, pandemiye rağmen Eylül ayında aylık ihracat kapasitesini 1.6 milyar doların üzerine çıkarmayı başaran makine sektörünün gerçekleştirdiği ihracat ile 11.9 milyar dolara ulaştığını belirtti.

Başkan Demirtaşoğlu, küresel bir sorun olan pandemiye rağmen makine sektörünün ihracatta geldiği durum ile ilgili açıklamalarda bulundu. Mart ayında ülkemizde görülmeye başlayan pandeminin hayatı olumsuz etkilediği gibi ekonomik anlamda da bir takım zorluklara sebep olduğunu ifade etti. Ancak, makine üreten ve ürettiği yerli milli makineleri dünyaya gönderen dernekleri olarak bu süreçte karamsar bir tutum içine girmediğini ve üretimine devam ettiğini söyledi. Bu sayede ülkemizin firmalarının da omuz omuza verdiğini vurguladı.

Bugün baktığımızda makine sanayisinin, oldukça gelişmiş ülkelerde bile bir daralma yaşadığını ancak gelişmekte olan ülkemiz makine sanayisinde bu daralmayı çok fazla yaşamadığını, aksine pandemiye rağmen ikinci kez ihracatında artış gösterdiğini belirtti. Bu durumun hem sanayicileri hem de ülkemizi sevindirici bir gelişme olduğunu ifade etti.

"Gelişme ülkeler üretim yaparken daha çok stok tutmaya yöneliyor" diyerek açıklamasına devam eden DESMÜD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, "Sektörümüz ciddi bir toparlanma yaşadı, bunu da ihracat oranlarıyla görebiliyoruz. Tabii, ülke olarak makine sanayisinde geçen yıllara göre bir daralma yaşadık. Fakat, gelişen diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye, bu daralmanın altında bir seyir izledi. Önümüzdeki kış biz makine üreticileri için biraz zorlu geçecek, ancak bunun için gerekli tedbirleri almış bulunuyoruz. Devletimizin destekleri ile bu süreçte en iyi şekilde çıkmayı ve ülkemize değer katmayı hedefliyoruz" dedi.

Gıda endüstrisi, geniş spektrumuyla, dünya genelinde milyarlarca insanın hayatında kritik bir rol oynamakta olup gıda zincirinin önemli bir parçasıdır. Küresel gıda endüstrisindeki bilimsel ve teknolojik ilerlemeler, gıda ürünlerinin besin değerini artırmakla kalmayıp aynı zamanda teknik düzeylerini ve güvenliğini de sağlamıştır. Gıda bilimlerinde ve teknolojilerindeki hızlı ilerleme, özellikle işlemlerin rasyonelleştirilmesi, depolama zorlukları ve endüstrideki potansiyel yanlış uygulamalarla birlikte gıda kalitesi ve kontrolünün önemini vurgular.

Tahıl, binlerce yıldır insan beslenmesinin seyrini şekillendiren temel bir gıda kaynağı olarak toprağın benzersiz bir hediyesidir. İnsanlardan sonra ekolojik tolerans bakımından ikinci sırada yer alan buğday bitkisi yaklaşık altı milyon kilometrekarelik bir alanda yetiştirilmektedir. Nişasta ve enerjinin temel kaynağı olmanın ötesinde, buğday temel proteinler, vitaminler, diyet lifleri, fitokimyasallar ve antioksidan aktiviteleri ile global tüketime katkı sağlar ve kişi başına ortalama 66,8 kg'dır.

Türkiye'de tahılların ve tahıl ürünlerinin önemi, tüketim alışkanlıkları ve ekonomik katkı açısından önemlidir. Anadolu'nun doğasına kök salmış olan buğdaya olan merakımız, dünyanın ilk yerleşim yeri Göbeklitepe'nin yakınındaki Karacadağ'ın yamaçlarında tüm buğday çeşitlerinin kökeninin belirlendiği gen merkezi olarak bilinen bölgede yatmaktadır. 2016 yılı itibarıyla, 198 ekmek ve 61 makarna tescilli çeşit belirlenmiştir. 2015'te buğday üretimi dünya toplamının %3,3'ünü oluşturarak 22,6 milyon ton olarak gerçekleşmiştir ve Türkiye'deki her beş çiftçiden dördü buğday yetiştirir.

Buğday ve buğday ürünleri, un, irmik, kepek, gluten, kepek ve nişasta gibi çeşitli gıda maddelerinin ham maddeleri olarak çeşitli gıda maddelerinin ham maddeleri olarak hizmet eder. Tahılların ve baklagillerin yaklaşık 15 türü ve 30.000 çeşidi olduğu tahmin edilmektedir. Ekonomik olarak, buğday çeşitleri durum buğdayı için (Triticum durum), ekmeğe (Triticum aestivum) ve bisküviye (Triticum compactum) ortak buğday ve bisküviye için sıkı buğday olmak üzere üç kategoriye ayrılır. Farklı buğday ve öğütme ürünleri ticari değerli ürünler olan ekmek, makarna, bisküvi, kek, kraker ve kurabiyeye dönüşür. Bu nedenle, ham maddeden nihai ürüne kadar titiz kalite kontrolü, işletmelerin başarısı için yalnızca kritik bir unsur olmakla kalmaz, aynı zamanda tüketicinin güvenini de şekillendirir.

Özellikle alanlarda mobil kalite kontrol cihazlarının kullanımı ile ham madde aşamasında başlayarak ve fabrikada analizlerle devam ederek, kalite standartlarının sonraki aşamalarda da korunması sağlanır. Gıda işleme ve kontrolünde en yaygın olarak kullanılan temel analizlerden biri nem içeriği analizidir. Bu analiz, belirli bir seviyenin üzerinde nem içeriğinin mikroorganizma aktivitesini artırdığı için hayati öneme sahiptir. Ayrıca, tahılların ve baklagillerin düşük nem içeriği küflenme, ısınma, çimlenme, zararlı böcekler ve toksinler gibi istenmeyen koşullara yol açabilir.

Hammadde işlenirken protein miktarı ve kalitesinin doğru ve hızlı bir şekilde belirlenmesi ve test edilmesi, hem üreticiler hem de tüketiciler için esastır. Proteinler, özellikle gluten, hamurun birçok karakteristiğini belirlemede önemli bir rol oynar. Hamur ve su karışımında hidrasyon yaparak hamur kütlesinde yayılan gluten proteinlerinin fermantasyon sırasında oksidasyonunu önemli ölçüde etkiler ve bu da karbondioksit kabarcıklarının hamurda tutulmasına ve hacminin artmasına katkıda bulunur.

Buğday üreticileri en yüksek buğday verimini hedeflerken, buğday endüstrisi paydaşları en düşük maliyetle mümkün olan en yüksek protein konsantrasyonunu ararlar. Fırıncılar buğdayda yüksek gluten içeriği isterler çünkü daha fazla gluten ve daha yüksek kalitede olanı, gaz tutma kapasitesini artırır, bunun sonucunda da ekmek verim ve kalitesi artar.

Un kalitesinin belirlenmesinde, ki bu en temel gıda ve öğütme endüstrisinin temelidir, proteolitik ve amilolitik enzim aktivitesi de hayati bir yer tutar. Başarılı bir ekmek yapımı için belirli bir düzeyde hasarlı nişastaya sahip buğdaya ihtiyaç vardır. Aşırı nişasta hasarı, ekmek hacmini azaltır, iç özellikleri bozar ve ekmek kalitesini olumsuz etkiler.

Gıda işlemlerinde hamur oluşumundaki kritik adımlar arasında yoğurma, şekillendirme ve fermantasyon bulunur. Özellikle yoğurma sırasında uygulanan mekanik kuvvet, hamurda hem fiziksel hem de kimyasal değişikliklere neden olur. Hamurun akış ve deformasyonu üzerine çalışmaları kapsayan reoloji, gıda endüstrisinde vazgeçilmezdir. Hamurun reolojik analizleri, un kalitesindeki farkları belirlemede, uygun ham madde seçiminde ve fermantasyon sırasında hamurda meydana gelen değişiklikleri anlamada önemli bilgiler sağlar.

Sonuç olarak, gıda endüstrisindeki bu analizler, sadece ürün kalitesine değil, aynı zamanda işleme süreçlerinin optimize edilmesine de katkıda bulunur. Ham maddeden nihai ürüne kadar titiz kalite kontrolü, sağlıklı, lezzetli ve yüksek kaliteli ürünler sunmada işletmelerin başarısı kadar tüketicinin güvenini şekillendiren kritik bir unsurdur.

Küresel ekonomik belirsizlikler, jeopolitik gerilimler ve teknolojinin dönüşümsel dalgaları arasında, Türkiye'nin un öğütme sektörü dirençli bir durumda ve daha fazla genişlemeye hazır durumda. Miller Magazine ile yapılan özel bir röportajda, Türk Un ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMUD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, sektörün dayanıklılığı ve Türkiye'nin un öğütme gücünü 2024'ün sonuna kadar 5 milyar dolarlık rekor bir ihracata taşıyan stratejik vizyonunun ardındaki sırları ortaya koyuyor.

Zeki Demirtaşoğlu Türk Un ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMUD) Başkanı

Türk un öğütme sektörü, ekonomik zorluklar, savaşlar ve jeopolitik gerilimlere rağmen büyümeye devam ediyor. Küresel ekonomik sıkılaşma ve çatışmalara rağmen, Türk öğütme sektörü 2023'te beklentilerin üzerine çıkarak 3.5 milyar doların üzerinde ihracata ulaştı. 2024'e bakarken, Türk öğütme sektörü ihracatta 5 milyar dolara ulaşmayı hedefliyor. Odak noktası Afrika ve Latin Amerika olarak belirlenmiş durumda.

Miller Magazine ile yapılan bir röportajda, Türk Un ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMUD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, sektörün direnci ve gelecekteki umut verici gelişmeler hakkında değerli içgörülerini paylaşıyor. Demirtaşoğlu'nun bilgileri, Türkiye'nin gelişen un makineleri sektörü ve küresel sahnede sürdürülebilir uygulamalara olan taahhüdü hakkında kapsamlı bir genel bakış sunuyor.

Türkiye'deki öğütme makine sektörünün mevcut durumunu nasıl tanımlarsınız?

Türk öğütme sektörü dünya çapında ihracat lideri konumunda ve bu pozisyonunu yıllardır koruyor. Türkiye'de yaklaşık 300 büyük ve küçük şirketin faaliyet gösterdiği bu sektör, maliyet rekabetçiliği ve kalite ile hizmette üstün performansı sayesinde önümüzdeki yıllarda da dünya liderliğini sürdüreceğimizi öngörüyoruz.

Sektörün 2023'teki genel performansı nasıldı? 2023'te öne çıkan önemli başarıları paylaşabilir misiniz?

Türk öğütme sektörü, 2022'yi 3.43 milyar dolarlık bir ihracatla tamamladı ve 2023'te 3.5 milyar doların üzerine çıkmayı başardı. Kesin rakamlar henüz elimizde olmasa da, bu başarı, küresel ekonomik sıkılaşma ve çatışmaların yaşandığı bu dönemde dikkate değerdir. Endüstrimizin, 2024'ün sonuna kadar 5 milyar dolarlık hedefe ulaşarak tarihi bir rekora imza atacağına inanıyoruz. Öğütme sektörü, depolama, taşıma, boşaltma, öğütme, elekten geçirme, otomasyon, tartım ve laboratuvar sistemlerine kadar her alanda önemli başarılar eldelemeye devam ediyor. Dünyanın en büyük kapasiteli un, yem, nişasta ve kahve fabrikaları, Türk öğütme makine üreticileri tarafından kurulmuştur. Bu tesisler, depolama işlemlerinden taşıma, öğütme, eleme ve otomasyon sistemlerine kadar Endüstri 4.0'ın kullanıldığı tesislerdir ve hepsi Türk teknisyenleri tarafından işletilmektedir.

Sektörün şu anda karşı karşıya olduğu ana zorluklar ve fırsatlar nelerdir?

Dünya genelinde ekonomik sıkılaşmanın yaşandığı bir dönemde, devletler ellerindeki dövizi ülkeden çıkarmak istemiyorlar. Bu nedenle, üretiminin yüzde 94-97'sini yurtdışına satan Türk öğütme makine sektörü, yurtdışında büyük yatırımlar için alınacak kredilere erişimde zorluklar yaşıyor, kredileri nakite çevirme ve bu nakiti yabancı ülkeden çıkarıp Türkiye'ye getirme konusunda zorlanıyor. Bu nedenlerle, maalesef dünyada birçok proje ertelenmiş veya bazıları iptal edilmiştir. Bu zorluklar, ihracat yaptığımız tüm ülkelerde benzer bir şekilde devam ediyor.

Dünyayı neredeyse 3 yıl boyunca etkileyen pandemi... Ardından kapımızın hemen dibinde patlak veren Rusya-Ukrayna savaşı... Ve son olarak Orta Doğu'daki artan gerilim. Sektör, bu küresel ve jeopolitik gelişmelerden nasıl etkilendi?

ABD'de başlayan ve dünyaya yayılan ekonomik sıkılaşma modelinin 2024'ün üçüncü ve dördüncü çeyreklerinde sona ereceğini öngörüyoruz. Bu neden

MEHTAP YILMAZ - Değirmen ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, Hindistan'da düzenlenen GRAINTECH INDIA 2023 fuarında yapılan görüşmeler sonucunda 80 milyon dolarlık ihracat anlaşması yaptıklarını belirterek, "İhracat artışını devam ettirip, bayrağımızı daha fazla ülkede dalgalandırmayı amaçlıyoruz." dedi. Demirtaşoğlu, AA muhabirine, değirmencilik sektöründeki ihracat çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Türk değirmen imalatçılarını ve sektör makineleri üreticilerini tek çatı altında toplayan DESMÜD'ün 2017 yılında kurulduğunu hatırlatan Demirtaşoğlu, üyelerinin yüzde 95'ten fazlasının, ihracat yaptığını söyledi. AR-GE'ye verilen önem ve anahtar teslimi teknoloji oranı yüksek fabrikalar kurulması sonucu, Türkiye'de üretilen değirmen makinelerinin dünyada ilk sırada yer aldığına dikkati çeken Demirtaşoğlu, bugüne kadar 164 ülkeye ihracat yapıldığını anımsattı. Demirtaşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te de daha fazla sayıda ülkeye, daha yüksek oranlarda ihracat yapmak için var güçleriyle çalıştıklarını bildirerek, DESMUD olarak bu kapsamda geçen ay Hindistan'da, GRAINTECH organizatör firması ile birlikte GRAINTECH INDIA 2023 fuarını gerçekleştirdiklerini anlattı. - "Hedef ihracat gelirini ikiye katlamak" Türk değirmenciler olarak dünya nüfusunun neredeyse yüzde 20'sini oluşturan Hindistan'a çok önem verdiklerini vurgulayan Demirtaşoğlu, buna karşılık kendilerinin de ilgiyle karşılandığını ve fuara Hindistan Un Değirmencileri Federasyonu, Karnataka Devlet Pirinç Değirmencileri Derneği, Bitkisel Gıda Endüstrisi Derneği ile Bilim İstihdam ve Teknoloji Derneği'nden temsilcilerin yanında, yaklaşık 700 firma yetkilisinin katıldığını aktardı. Demirtaşoğlu, fuarda yapılan görüşmelerin sonrasında da devam ettiğine işaret ederek, "Hindistan'da gerçekleştirdiğimiz GRAINTECH INDIA 2023 fuarında yapılan görüşmeler sonucunda 80 milyon dolarlık ihracat anlaşması yaptık. 2022'deki 3,5 milyar dolarlık ihracat gelirimizi, gelecek yıllarda ikiye katlamayı hedefliyoruz. İhracat artışını devam ettirip, bayrağımızı daha fazla ülkede dalgalandırmayı amaçlıyoruz." ifadesini kullandı. DESMÜD üyeleri olarak ihracata odaklandıklarının altını çizen Demirtaşoğlu, bu ay sonunda Rusya'nın Rostov şehrinde Uluslararası Değirmen Teknolojileri Fuarı'na katılacaklarını kaydetti. Yıl sonuna kadar diğer ülkelerde de fuar, seminer ve ikili iş görüşmesi gibi faaliyetlere devam edeceklerini belirten Demirtaşoğlu, sektör olarak üretime ve Türkiye'nin ihracata dayalı büyüme modeline destek vermeye devam edeceklerinin altını çizdi.

Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, Davos’taki Ekonomi Forumu Toplantısı'nın en öndeki konularından biri olarak ele alınan, Yapay Zekâ (YZ; Artifical Intelligence, AI) uygulamalarının değirmen sektörü üreticileri tarafından da uzun zamandır çok yakından ilgiyle izlendiğini ve üye firmaları tarafından da kullanılmakta olduğunu belirterek, yapay zekâ konusunda açıklamalarda bulundu.

Yapay zekâ; insan zekasının bilgisayar yazılımları tarafından yönetilen sezgisel bir taklidi olup bugün bu bilgisayar yazılım şifreleri, yani yapay zekâ, bulut temelli olarak işletme uygulamalarından tüketici uygulamalarına kadar her alanda yer almaktadır. Ancak, bugün en çok bilinen yapay zekâ uygulaması olan ChatGPT bile yapay zekanın sadece çok sınırlı bir bölümünü kullanmaktadır.

Yapay zekâ, tanımlanmış insan zekasının bir makine tarafından taklit edilerek gereken görevleri yerine getirmesidir. Bu görevler, basitten daha karmaşığa kadar uzanabilmektedir. Yapay zekânın amacı, insan bilişsel zekâsının taklit edilmesidir. Günümüzde, araştırıcı ve geliştirici bilim insanları, öğrenme, sorgulama ve algılamayı taklit etme konusunda şaşırtıcı bir hızla ilerlemekte, böylelikle yapay zekâ teknolojisi de gittikçe daha da gelişmektedir. Bazı insanlar, bu yenilikçi kişilerin, yakında insanların herhangi bir konuyu öğrenme veya değerlendirme kapasitesini aşan sistemler geliştirebileceğini düşünürken, ötekiler tüm bilişsel faaliyetlerin, insan deneyimine tabi olan değer yargılarıyla örülü olması nedeniyle, şüpheciliklerini devam ettirmektedirler.

İdeal yapay zekâ, yapay zekanın belirli bir amaca yönelik işlemleri yapacak şekilde özgünleşmesidir. Yapay zekanın alt setlerinden biri olan mekanik öğreniş ise, bilgisayar programlarının, insan tarafından herhangi bir yol gösterilmeden, yeni verileri kendiliğinden öğrenerek uygulamasıdır. Bu gibi derin öğrenme teknikleri, çok miktardaki metin, resim, grafik ya da video gibi gruplanmamış verilerin otomatik olarak öğrenilmesini sağlamaktadır.

Teknoloji ilerledikçe, yapay zekayı tanımlayan önceki ölçütler de geçerliliğini yitirmektedir. Örneğin, temel işlevleri hesaplayan ya da optik karakter tanıma yoluyla metni tanıyan makinelerin yaptıkları işler artık, yapay zekanın bir işlevi olarak düşünülmemekte, normal bir bilgisayar işlevi olarak kabul edilmektedir.

Yapay zekâ uygulamalarının sonsuz olduğu artık görülmektedir. Bu teknoloji zamanla birçok farklı sektöre ve endüstriye uygulanabilecektir. Örnek vermek gerekirse; bugün yapay zekâ, sağlık sektöründe ilaç dozlarını önermek, tedavileri belirlemek ve ameliyathanedeki cerrahi prosedürlere yardımcı olmak, bankacılık ve finans alanında olağandışı banka kartı kullanımı ve büyük hesap mevduatları gibi faaliyetleri tespit etmek ve işaretlemek gibi uygulamalarda şimdiden yer almaktadır. Hatta bu konuda ortak çalışmalar da gittikçe artmaktadır. Örneğin; META ve IBM, yapay zekayı daha etkin kullanmak için bir şirket bile kurmuşlardır. 

Yapay zekâ; makine tasarım ve üretimlerinde matematik, bilgisayar bilimi, dilbilim, psikoloji ve daha fazlasını temel alan disiplinler arası bir yaklaşımla çalışır. Yapay zekaya sahip öteki makine örnekleri arasında satranç oynayan bilgisayarlar ve sürücüsüz arabalar yer almaktaıdr. Bu makinelerin her biri, her bir eylem nihai bir sonucu etkileyeceğinden, tüm eylemlerini tartarak çalışırlar. Örneğin yapay bir zeka bilgisayar sistemi, sürücüsüz otomobiller için, tüm dışsal verileri gözönüne alarak, çarpışmaları önleyecek hesaplamalar yapıp uygular.

Değirmencilikte de yapay zekâ, bugün için gittikçe daha da fazla kullanılmaktadır. Öğütme sonucunda yüksek kaliteli mamullerin elde edilmesi; akıllı izleme, teşhis, gerçek zamanlı bir değerlendirme, üretim optimizasyonu, hammadde yönetimi, makine öğrenimi ve güçlü veri araçları kullanımı ile mümkündür. Bunlara yapay zekâ tabanlı algoritmaların da dahil edilmesiyle, öğütme işleminin karmaşık işlemleri mükemmel sonuçlar elde edilebilecek şekilde gerçekleştirebilmektedir. Yapay zekaya dayalı bu yaklaşımlar, buğday dışındaki bitkilerin öğütülmesinde ve değerli madenleri ayrıştırma işlemlerinde de kullanılmaktadır.

Değirmen ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, 2018 ve 2019 yıllarında değirmen makineleri sektörü olarak 120 milyon dolarlık bir yatırım planı ortaya koyduklarını bildirdi.

Tüyap Fuar ve Fuarcılık Hizmetleri AŞ'den yapılan açıklamaya göre, Dünya Değirmen Makineleri Teknolojileri ve Yan Sanayi Fuarı (World Mill Tech), 29 Mart-1 Nisan tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek.

Fuar, tohum üreticilerinden uluslararası hububat ve bakliyat alıcılarına, değirmen yöneticilerinden gıda firmalarının yöneticilerine, sivil toplum kuruluşlarından akademisyenlere kadar geniş bir ziyaretçi profilini ağırlayacak. 16 ülkeden 96 marka ve 120’den fazla katılımcı, 4 salon 30 bin metrekarelik fuar alanında bir araya gelecek.

"Sektör ihracatı yüzde 50 arttı"

Açıklamada görüşlerine yer verilen DESMÜD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, değirmen ve sektör makineleri imalatçılarının 2017 yılında 100 milyon dolar civarında bir yatırım gerçekleştirdiğini kaydetti.

Yapılan bu yatırımlar sayesinde Türkiye’nin sektör ihracatının yüzde 50 arttığını bildiren Demirtaşoğlu, şunları kaydetti:

"Türkiye’de ihracatın kilogram bedeli 1,5 dolar civarındayken sektörümüzün ihracat değeri 12,5 dolar civarında. Değirmen makineleri sektörünün en önemli avantajlarından biri uluslararası arenada dört adet büyük rakibinin olması. Bu firmaların ürünlerinin kaliteleri Türk mallarıyla aynı olmasına rağmen, fiyatlarının yüksek olması nedeniyle Türk imalatçılar rekabette herhangi bir sorun yaşamıyor. Böylece karlılık oranları muhafaza ediliyor. Uluslararası arenada yerli imalatçılarımız sadece kendi aralarında fiyat rekabeti yaşıyor. Bu durumun da önüne geçebilmek için çalışmalarımız devam ediyor."

"Toplam pazar 3 milyar dolardan fazla"

Zeki Demirtaşoğlu, değirmen makineleri sektörünün dünyadaki toplam pazarının 3 milyar dolardan fazla olduğunu belirterek, "İhracat rakamlarında Türk değirmen makineleri sektörü dünyada Çin'den sonra ikinci sırada yer alıyor. Fuarla birlikte hedefimiz lider olmak." değerlendirmesinde bulundu.

Türk değirmen makinelerinin yüzde 90’dan fazlasının yurt dışına ihraç edildiğine işaret eden Demirtaşoğlu, firmaların değirmen makineleri üretiminden, un tesisi kurulumuna kadar geniş bir kapsamda hizmet verdiğini aktardı.

Demirtaşoğlu, "Anahtar teslimi bir fabrikanın makine maliyeti, makine parkuru ve tahıl depolama alanları da dahil bir milyon dolar ile 20 milyon dolar arasında değişiyor. Sudan'dan Çin'e, Tayland'dan Endonezya'ya, Irak'tan Karayipler'e un ihracatı gerçekleştiriyoruz. 1 milyar 77 milyon dolar ihracat hacmiyle değirmencilikte güçlü bir role sahibiz. Her yıl gittikçe artan bir ivmede ülkemize döviz girdisi sağlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

2018 ve 2019 yıllarında, değirmen makineleri sektörünün yine 120 milyon dolarlık bir yatırım planı ortaya koyduğunu açıklayan Demirtaşoğlu, şunları kaydetti:

"Bu planı hayata geçirerek ürün kalitesini daha da yükseltmek ve ürün ihracat rakamını kilogram başına 12.5 dolardan 18-20 dolara çıkarmak istiyoruz. Böylece teknolojik ve stratejik ürün üreterek ülkeye daha fazla katma değer yaratabiliriz. İhracat rakamlarımızda bu yıl yüzde 40’lık bir büyüme ve 2019'da en az yüzde 30-40 arasında bir büyüme öngörüyoruz."

"Ana problem ara eleman"

DESMÜD Başkanı Demirtaşoğlu, sektörde ana problemin yetişmiş ara eleman ve eğitimi olduğunu vurgulayarak, bu problemi aşmak için Milli Eğitim Bakanlığı ile hazırladıkları projeyi 2-3 yılda hayata geçirmeyi planladıklarını bildirdi.

Döviz kurundaki yükseliş nedeniyle girdi maliyetlerinin artmasının da sektör için diğer negatif durumlardan biri olduğuna dikkati çeken Demirtaşoğlu, "Bu artışın verdiği zararın önüne geçmek için bu konularda devletin Türkiye’de üretilmeyen ürünlere verdiği desteğin kolaylaştırılması ve artırılması, özellikle genç girişimcilerin sanayiye kazandırılması hedeflenmelidir. Ayrıca derneğimiz tarafından, üretim yapan firmalarımızın yer aldığı sanayi ve organize sanayi bölgelerindeki elektrik, su, iletişim, yol ve altyapı problemlerinin acilen çözüme kavuşturularak ülkenin üretim ve ihracat miktarının hızlı bir şekilde artırılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Tüyap Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Ulusoy da Avrupa’dan Asya’ya, Rusya’dan Orta Doğu'ya, Afrika’dan Türki Cumhuriyetlere kadar dünya çapında önemli alıcıların fuara katılacağını bildirerek, "Dünyada söz sahibi olan Türk değirmen sektörünün liderliğe yükselmesi için fuar önemli bir basamak olacak." ifadesini kullandı.

Ankara

Şabanözülü İşadamı ve Yüksek Gıda Mühendisi Zeki Demirtaşoğlu tarafından kurulan Bastak Gıda Ltd. Şti., başarıları ve sürekli yükselen grafiğiyle dikkat çekiyor. Yerli firmalar arasında sektörün lideri olan Bastak Gıda, uluslararası piyasanın da önemli işletmeleri arasında yer alıyor. Gıda sektörüne 17 yıldır yerli test ve analiz cihazları üreten ve aynı zamanda 80 ülkeye ihracat yapan Bastak, ülke açısından önemli bir misyonu da yerine getiriyor. Analiz cihazları konusunda dışa bağımlılığı azaltan Bastak, un ve gıda üretimi yapan firmaların ihtiyacı olan laboratuvar cihazlarını dünyada öne çıkan marka ve cihazların kalitesini aratmayacak hassasiyetlerde üretiyor. Gıda üreticilerinin istediği kalite ve hassasiyetlerde cihaz üreten Bastak, firmaları yüksek maliyetlerle yurtdışından cihaz temin etme derdinden de kurtarıyor. Bir taraftan ürettiği yerli cihazlarla sektöre önemli katkı sağlayan Bastak, bir taraftan da 80 ülkeye ihracat yaparak her markasını dünya piyasasına çıkarıyor, hem de Türkiye’nin bu konudaki imajına katkı sağlıyor. Un katkı maddeleri konusunda da üreticilere destek veriyor. Sürekli kendisini yenileyen ve teknolojik gelişmeleri yakından takip eden Bastak, uzman personelleri ve yüksek teknolojili laboratuvarı ile un üreticilerine katkı maddeleri konusunda da destek veriyor. Bastak Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Yüksek Gıda Mühendisi Zeki Demirtaşoğlu, “Bizden un ve ekmek katkı maddeleri isteyen müşterilerimizin numuneleri, hassasiyet ile ücretsiz olarak son teknolojili cihazlarla donatılmış laboratuvarımızda analiz edilmekte olup mühendislerimiz tarafından bu numuneye uygun olarak katkı reçeteleri hazırlanmaktadır. Buğday ve un katkı maddeleri konusunda firmamız 13 yıla aşkın deneyimi ile 32 farklı içerikli ürünler ile çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Katkı maddeleri, insan sağlığına hiçbir zarar gelmeyecek şekilde organik kaynaklı olup, hijyenik şartlarda Devlet Tarım İl Müdürlüğü kontrolünde özel alanda üretilmektedir. Ayrıca ürünlerimiz, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen gıda üretim, sicil ve sağlık sertifikalarına sahiptir” dedi. Dünyadaki gelişmeleri ve teknolojiyi yakından takip ediyor. Bastak Gıda, dünyadaki ve sektördeki teknolojik gelişmeleri de yakından takip ediyor. Her yıl sayısız yerli ve yabancı fuarlara katılan Bastak, bu fuarlarda hem gelişmeleri yakından takip ediyor hem de kendi bünyesindeki gelişimleri uluslararası pazara tanıtıyor. Ar-Ge’ye büyük önem veriliyor. 2003 yılında Dış Ticaret Birimi kurarak ihracata başlayan Bastak, Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyor. Firmada görev yapan mühendisler, yoğun olarak araştırma geliştirme faaliyetlerini yürütüyorlar. “Gelişen ve globalleşen dünya pazarında var olabilmenin tek yolunun standart ve yüksek kaliteli ürünler üretmek olduğunun farkındayız. Bu nedenle Ar-Ge çalışmalarına büyük önem vermekteyiz” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, Ar-Ge kapasitelerini de her geçen gün arttırdıklarını ifade etti. 80 Ülkeye İhracat yapılıyor. Avrupa ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere 80 ülkeye Türk Malı cihaz sattıklarını belirten Zeki Demirtaşoğlu, “Yurtiçinde gösterdiğimiz faaliyetlerimiz ve satışlarımızın yanında yurtdışında da İsviçre, İspanya, İtalya, Portekiz, Almanya, Yunanistan, Bulgaristan gibi Avrupa ülkelerinde, Brezilya, Arjantin, Şili, Meksika gibi Güney Amerika ülkelerinde, Asya’da BAE, Vietnam, Hindistan, Pakistan, Afrika da ise Tunus, Cezayir, Libya, Mısır, Kamerun, Gana, Nijerya, Senegal gibi birçok ülkeyle aktif çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dünyada 80 ülkede 20 binden fazla cihazımız sorunsuz olarak çalışmaktadır. Bastak, yerli laboratuar cihazları ile dışa bağımlılığı azaltıyor. Şabanözülü İşadamı ve Yüksek Gıda Mühendisi Zeki Demirtaşoğlu tarafından kurulan Bastak Gıda Ltd. Şti. ürettiği yerli laboratuar cihazları ile sektörün dışa bağımlılığını azaltırken, 80 ülkeye de ihracat yaparak hem markasını büyütüyor hem de Türkiye’nin imajına katkı sağlıyor. 1971 yılında Çankırı Şabanözü'nde doğdu. İlk ve ortaokul eğitimini Ankara Keçiören'de tamamladı. Sonrasında Ankara Kimya Teknik Lisesini kazandı ve 1989 yılında mezun oldu. Aynı yıl Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliğini kazanan Demirtaşoğlu, 1993 yılında mezun olarak Mikrobiyoloji konusunda master eğitimine başladı. 1993 yılında master programına ara verip İzmir'de bulunan gıda maddeleri üretimi ve ihracatı yapan Selçuk Gıda A.Ş. firmasında AR-GE departmanında çalışmaya başladı. 1994 yılında ise Bursa'da bulunan yine gıda maddeleri üretimi ve ihracatı yapan Baktat Gıda A.Ş. de AR-GE müdürü olarak görev yaptı. Ara verdiği master eğitimini 1998 yılında bitiren ve Yüksek Gıda Mühendisi olan Zeki Demirtaşoğlu, aynı yıl laboratuar cihazları ithalatı ve pazarlaması yapan Kemal Kantar firmasında Üretim sorumlusu ve Ankara Ofis Müdürü olarak görev yapmaya başladı. 2000 yılında ise Bastak Gıda Ltd. Şti. firmasını kurarak laboratuar cihazları üretimine başladı.

Başkan Demirtaşoğlu, yarışmacı bir piyasa ekonomisi içinde, değirmen makineleri üreticisi firmaların dijitale artan ilgilerinin, bu firmalara işlerini daha güvenilir ve kabul edilebilir bir karlılıkla sürdürebilmelerinin anahtarını sunduğunu, ancak “dijital” konusunda doğru bir yaklaşımın benimsenmesinin gerekli olduğunu vurgulayarak, konuya ilişkin görüşlerini sıraladı.

Uzun yıllardır hakkında  konuşulan moda “dijital dönüşüm” sözcüğü, başlangıçta dijital olmayan ürünlerin dijitalleştirilmesi için dijital teknolojinin benimsenmesini tanımlamak için kullanılmıştı. Pandemi sonrası bu dijital dönüşüm yaklaşımı iş dünyasında artık geçmişte kaldı. Son üç yıl içinde bu tür bir dijital dönüşümden geçmemiş herhangi bir uluslararası işletme ya artık bir niş olmuş ya da - daha büyük olasılıkla - artık iş dünyasında yer almamaktadır. Artık ister bir web sitesi, ister bir mobil uygulama ya da bir sosyal medya platformu olsun, neredeyse her işletme, bugün, bir tür çevrimiçi varlığa sahip olmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle, "dijital dönüşüm" terimi artık geçerli olmayan eski bir terim olup bunun yerine, "dijital evrim"I benimseyen bir düşünce yapısıyla yol almalıyız.

Dijital evrim, iş verimliliğini artırmak, maliyetleri düşürmek, rakipleri geride bırakmak ve daha iyi sonuçlar elde etmek için yeni ve gelişmekte olan teknolojilerin sürekli olarak benimsenmesi ve iyileştirilmesidir. Yeni teknolojilerin ve hizmetlerin yıldırım hızıyla geliştirildiği ve piyasaya sürüldüğü, daha iyi bir bilgi sağladığı, otomasyonu artırdığı ve sınırları daha da zorladığı bu yeni durum, mevcut değişim hızıyla karşılanamadığında işte başarı riske atılmaktadır.

Harvard Business Review, pandemi öncesinde dijital dönüşüm için harcanan yıllık 1,3 trilyon doların 900 milyar doların boşa gittiğini tahmin etmektedir. Pandemi ile birlikte tam bir kriz moduna giren şirketler, dijital yaklaşımlarında bir devrim yapmak, çevrimiçi varlıklarını zenginleştirmek ve hayatta kalmak için harcamalarını artırmakla birlikte, sağlam ve uzun vadeli bir strateji oluşturamadıklarından, birçoğu şu anda ciddi bir sıkıntı içindedir.

Covid krizi sırasında, kendi web sitesine yatırım yapan ancak siparişlerini manuel olarak karşılayan birçok perakendeci, uçtan uca dijital süreci tam olarak anlamak, değerlendirmek ve uygulamak için yeterli zaman, kaynak veya kapasite bulamadan e-ticarete girmek zorunda kalmıştır. Dijital evrim, bu süreci yeterince anlayarak verimliliği ve kârlılığı artıracak ve doğru operasyonların kademeli olarak gelişmesini sağlayacaktır. Halihazırda sahip olunanları hurdaya atarak bugün yeniden başlamak yerine, onları geliştirmeye yönelik bir program uygulayarak verimliliği artırmak, doğaldır ki, daha uygun maliyetlidir. Bu yaklaşım, genellikle çalışan zamanının ve kapasitesinin çok daha iyi kullanılmasını ve çalışanların inovasyonunun bir sonraki aşamasına odaklanmasında özgür olmalarını sağlamakta ve  sermaye sahiplerinin "varlıklarını korumak" için çabaladığı bu enflasyon döneminde önemli olmaktadır.

Çok uluslu kurumsal yazılım şirketi Sage tarafından yakın zamanda yayınlanan bir rapor, İK liderlerinin %83'ünün ve iş liderlerinin %85'inin gittikçe daha fazla çalışan deneyimine odaklanacağının beklendiğini ortaya koymuştur. Herhangi bir dijital evrim programının başarılı olması için, öz İK ekipleri dahil olmak üzere ilgili paydaşların sürece dahil olmaları ve değişim planlanlarının uygun öğrenme & geliştirme fırsatlarıyla desteklenmesi gerektiği açıktır. Bunun temelinde, İK profesyonellerinin insan analitiği, bulut İK ve çalışan self-servisi gibi teknolojilere kademeli olarak ayak uydurması gerekliliği yatmaktadır. Bu tek seferlik bir çaba değil, kademeli ve sürekli bir gelişim sürecidir. Bu noktada, herhangi bir dijital evrim programının başarılı olabilmesi için, kendi İK ekibiniz de dahil olmak üzere ilgili paydaşların sürece dahil edilmeleri ve değişim planlarının sağlam bir iletişim ve katılım planı ile desteklenmesi gerektiğini bilmemiz önemlidir.

Dijital evrim’in DESMÜD üyesi firmalarımız için de yararlı sonuçlar doğuracağını ve üyelerimizin bu konudaki çaba ve eylemlerinin başarılarına katkı sağlayacağı düşüncesinde olduğumu bir kez daha vurgulayarak sözlerime burada son veriyorum.

DESMÜD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, bir konuşma yaparak, ihmal edilmemesi gereken önemli konuları vurguladı. İlk olarak, ziyaret edecekleri şehirde havalimanı olup olmadığını kontrol ettiklerini belirterek şunları söyledi: "Bir TV programında Çorum'un marka bir şehir olduğunu düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nde bu alanda marka olan kaç şehir olduğunu bilmiyorum. Amasya ile Çorum arasındaki havalimanında Çorum'un isminin olmasını istiyorum. Çünkü ihracat yaptığınız ülkelerde insanlar Çorum'a neden uçmadıklarını soruyorlar. Tek bir uçuşla bir yere gidilebilmek önemlidir. Her bir uçuşta bekleme sürelerinde zaman kaybı yaşanmamalıdır. Misafirlerimizin doğrudan Çorum'a uçabilecekleri bir havaalanı önemlidir. Özellikle Çorum, Gaziantep ve Konya'nın önemli olduğunu düşünüyorum, bunların başında Çorum geliyor. Sanayicilerimizin desteklenmesi ve ihracatın artırılması gerekiyor. Kredi faiz desteği sağlanmalıdır. Bankalara ulaşma ve finans konusunda yaşanan sorunlar çözülmelidir. Çorum'un önemli bir ilerleme kaydedeceğine ve büyüyeceğine inanıyorum. Genç girişimcilerin işe başlayabilmesi için ücretsiz arsa tahsisi çok önemlidir. İslah Organize Sanayi Bölgesi'nin bir an önce çıkması gerektiğini düşünüyoruz."

Değirmen Sektörü ve Makine Üreticileri Derneği tarafından organize edilen kahvaltılı programda Dernek Başkanı Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, İsmail Alapala ve çok sayıda sektör temsilcisi bir araya geldi.

Değirmen Sektörü ve Makine Üreticileri Derneği Başkanı Zeki Demirtaşoğlu ekonomi hakkında bilgiler vererek “ Sektörümüz bu yıl 4 Milyar Dolar ihracat rakamına ulaşmayı hedeflemektedir. En önemli bölgelerden biri de Çorum’dur. Üyelerimizin yüzde 35 kadarı Çorum’dadır. Bu yüzden bölgesel istişare toplantısını Çorum’da gerçekleştirdik. Türkiye ihracatına katkı veren Anadolu aslanlarının en yoğun olduğu şehirlerden biri Çorum. Vizyonu açık, dünya markası, Çorum’a ayrı bir önem veriyoruz” dedi.

BİZİM YAPTIĞIMIZ DEĞERLİ İŞLER DEVLET NEZDİNDE KIYMET BULMALI

Toplantıda Çorum’un değirmen makineleri ihracat rakamının yaklaşık olarak 200 Milyon Dolar civarında olduğu şehir olarak ise Türkiye’de 3. Sırada olduğunun kaydedildiği toplantıda Demirtaşoğlu, “Ülkemizin de önem vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bölgesel kalkınmada da Çorum’a bir takım ayrıcalıklar tanınması gerektiğini düşünüyoruz. Anadolu’nun merkezinde her zaman vatana millete sahip çıkmış sanayici arkadaşlarımızın özellikle sanayideki faaliyetleri devam ettirmesi için krediye daha kolay ulaşmaları, arsa tahsisi, en az yüzde 10 faiz desteği olması gerektiğini düşünüyoruz. 4 Milyar Dolarlık ihracat rakamı iyi bir rakam. Neredeyse Değirmen Sektörü ve Makine Üreticileri Derneği makine ihracatının yüzde 25’ini tek başına gerçekleştiren bir dernektir. Arkadaşlarımızın kendi değerlerinin farkında olmaları gerektiğini düşünüyorum. Onlar için çok kolay olan fabrikaları yapmanın sizler tarafından çok şaşılacak şeyler olduğunu düşünüyorum. Bizim yaptığımız değerli işlerin devlet nezdinde de kıymet bulması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.

SANAYİCİ KREDİYE KOLAY ULAŞMALI! KREDİ DESTEĞİ OLMADAN BÜYÜYEMEZ

Değirmen Sektörü ve Makine ihracatçıları dünyada bir numaradır. Dolayısıyla devlet bankalarından sektörümüze özel kediler verilmeli ve lisanslı depo kurumuyla ilgili sektöre özel devlet yedi buçuk puanlık faiz desteği veriyorsa çok daha fazla katma değeri olan bu sektöre en az 10 puanlık bir faiz desteği vermeli. Kolaylaştırıcı olmalılar. Bizler dernek olarak üstümüze düşeni yaparız. Exim banktan krediye ulaşma işlemleri kolaylaştırılmalı. Ankara’da şube istiyoruz ve İstanbul’a ulaşamıyoruz. Exim banka kolay ulaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ihracatçının ana desteği kredidir. Giderlerin bu kadar arttığı bir dönemde sanayici kredi desteği olmadan büyüyemez. İstihdamı artıramaz ve işini idame ettiremez.

Başkan Demirtaşoğlu, yarışmacı bir piyasa ekonomisi içinde, değirmen makineleri üreticisi firmaların dijitale artan ilgilerinin, bu firmalara işlerini daha güvenilir ve kabul edilebilir bir karlılıkla sürdürebilmelerinin anahtarını sunduğunu, ancak “dijital” konusunda doğru bir yaklaşımın benimsenmesinin gerekli olduğunu vurgulayarak, konuya ilişkin görüşlerini sıraladı.

Uzun yıllardır hakkında  konuşulan moda “dijital dönüşüm” sözcüğü, başlangıçta dijital olmayan ürünlerin dijitalleştirilmesi için dijital teknolojinin benimsenmesini tanımlamak için kullanılmıştı. Pandemi sonrası bu dijital dönüşüm yaklaşımı iş dünyasında artık geçmişte kaldı. Son üç yıl içinde bu tür bir dijital dönüşümden geçmemiş herhangi bir uluslararası işletme ya artık bir niş olmuş ya da - daha büyük olasılıkla - artık iş dünyasında yer almamaktadır. Artık ister bir web sitesi, ister bir mobil uygulama ya da bir sosyal medya platformu olsun, neredeyse her işletme, bugün, bir tür çevrimiçi varlığa sahip olmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle, "dijital dönüşüm" terimi artık geçerli olmayan eski bir terim olup bunun yerine, "dijital evrim"I benimseyen bir düşünce yapısıyla yol almalıyız.

Değirmencilik sektönünün 2023 faaliyetleri ve hedeflerine ilişkin konuşan Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu , "DESMÜD üyesi firmalar , üretimlerinin yüzde 90-95'ini ihraç ediyor. Cumhuriyet'imizin 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te 4 milyar dolarlık ihracat hedeflemiştik ve bu rakamı geçtik. Değirmen ve sektör makineleri üreticilerinin 2023 yılı ihracatı yaklaşık 4,2 milyar dolar oldu. Aynı büyüme oranlarıyla 2024 yılında da 5 milyar dolarlık ihracat yapmayı amaçlıyoruz" şekilnde konuştu. Demirtaşoğlu " Üyelerimiz ABD, Kanada, Avrupa , Latin Amerika , Afrika , Rusya , Türk Cumhuriyetleri , Orta Doğu ve Uzak Doğu ülkeleri olmak üzere 169 ülkeye ihracat yapıyor. Bu kapsamda, makine imalat sanayimizin ihtiyaç duyduğu altyapı ve politikaları geliştirmek , rekabet fücünü artırmak ve kamu dahil bütün kurum ve kuruluşlar arasındaki işbirliği ortamını sağlamak için gayret ediyoruz" beyanında bulundu.

Eğitim ve sanayi sektörü arasındaki işbirliğini artırmak ve geleceğin iş gücünü yetiştirmek amacıyla düzenlenen toplantıda konuşan Değirmen Makine ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, Çorum’un bir marka şehir olduğunu, milyar doların üzerinde ihracat yapan il olmasına rağmen bir havalimanında ‘Çorum’ isminin olmayışının hem Çorum sanayisine hem de sanayicilere sıkıntı oluşturduğunu ifade ederek; “Çorum’un marka bir şehir olduğunu düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nde bu kadar makinecinin uluslararası alanda marka olduğu kaç şehir vardır bilmiyorum. Ben Amasya- Çorum arasındaki havalimanında 'Çorum' isminin olmasını istiyorum. Çünkü ihracat yaptığınız ülkelerde Çorum’a gelecekleri zaman diyorlar ki neden başka bir yere uçalım. İhracatta esas olan tek uçuşla bir yere gidebilmektir. Her bir uçuştaki beklemeler zaman kaybı. Misafirlerimiz de uçuş yaparken direkt Çorum’a uçabilsinler.” dedi Çorum'da eğitim ve sanayi sektörü arasındaki işbirliğini artırmak ve geleceğin iş gücünü yetiştirmek amacıyla Değirmen Makine ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği (DESMÜD) TOBB-OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde bir kahvaltılı çalışma toplantısı düzenledi. Toplantıya, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Tahir Demir, DESMÜD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, TOBB-OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Ömer Ergül VE TOBB-OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi değirmencilik bölümü hocaları katıldı. Toplantıda konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Tahir Demir, Milli Eğitim Bakanlığının mesleki eğitimle ilgili büyük çalışmalar içinde olduğunu belirterek; “Önümüzdeki yıllarda mesleki tekniğin ülkemize kattığı çok büyük faydalar olacak. Öğrencileri en iyisini yapacak şekilde yetiştirmeye çalışıyoruz. Okullarımız ile sektörler arasında ilişki kurarak süreci yöneteceğiz” diye konuştu

DESMÜD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, nitelikli, yetişmiş insan gücü için meslek liselerinin önemli olduğunu vurgu yaparak;

“2017’de biz 3 şehirde değirmencilik bölümünü açtırdık bunların biri Konya, Çorum ve Gaziantep’tir. Ankara’da ise eğiticilerin eğitimini gerçekleştiren kurslar verdik. Toplantılarımız devam ediyor. Özellikle üniversite eğitimi düşünmeyen çocuklarımıza işletmelerle iş birliği içerisinde eğitimler verilmeli. Bu tür programlar Türkiye’de yaygınlaşmalı. Bu çocuklarımıza sahip çıkmalıyız. Bu lise Çorum için bir şanstır. Biz bu çocuklarla ilgilenmezsek bu çocukları elimizde tutamayız. Bu konuda Çorum’da sektör paydaşlarımızdan destek istiyorum. Okula daha çok gelip gitmenizi, çocukları işletmelerinize kabul etmenizi istiyoruz.” ifadelerini kullandı

‘MEZUN OLAN ÖĞRENCİLERİMİZİN YÜZDE 24’Ü ÇALIŞMAYA BAŞLADI’

TOBB-OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Ömer Ergül ise okul olarak, bu yıl 5.mezunlarını verdiklerini ve mezun olan öğrencilerin yüzde 24’ünün kendi bölümlerinde çalışmaya başladığını söyledi.

Türkiye genelinde meslek liselerinde mezun olan öğrencilerin sadece yüzde 10’unun kendi bölümlerinde çalışmaya başladığını ifade eden Ergül, Çorum TOBB-OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak bu konuda Türkiye ortalamasının üzerinde bir başarı yakaladıklarını söyledi.

Okul olarak ayrıca yemek ve servis konusunda sıkıntılarının olduğunu aktaran Ergül, sanayicilerden bu konuda destek beklediklerini belirterek; “Şu anda mevcut öğrenci sayımız 232 idari personelle beraber 26 öğretmenimiz mevcut 2 yardımcı hizmetli personelimizle eğitim öğretim yılına başlayacağız. Elzem olan bir sorunumuz var yemekhane ile ilgili yerimiz mevcut değil ve geçtiğimiz yıllarda sanayicilerimizin desteğiyle hazır emek firmaları tarafından yemek ikram ediliyordu. Bununla ilgili okul açıldığından beri gerekli girişimlerimiz var bizim buraya kalıcı bir çözüm uygulamamız lazım. Pandemi süreci başlayana kadar servis ücreti ve yemek ücreti alınmıyordu. Önce servis ücreti daha sonra yemek ücreti sonlandırıldı. Daha sonra sanayicilerimizin desteğiyle bu seneye kadar getirdik. Bu sene yemek olayıyla ilgili herhangi bir sonuç mevcut değil. Öğrenci profilimiz ücretli yemeği karşılayabilecek şartlarda değil. Bununla ilgili acil yardıma ihtiyacımız var" şeklinde konuştu

Değirmen Makine ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği (DESMUD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, ihracatçıların ilk önce gideceği kentte havaalınını olup olmadığına baktıklarını belirterek, "İhracat yapmak isteyenler, gitmek istedikleri kente tek uçakla geliyorlar. Bu kapsamda Merzifon Havaalını'nda mutlaka Çorum'un da adı olmalı" dedi.

"İhracat yapan insanlar ilk önce havaalanı olup olmadığına bakıyor"

Değirmen Makine ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, ihracatçıların ilk önce gideceği kentte havaalanının olup olmadığına baktıklarını belirterek, "İhracat yapmak isteyenler, gitmek istedikleri kente tek uçakla geliyorlar. Bu kapsamda Merzifon Havaalanı'nda mutlaka Çorum'un da adı olmalı" dedi.

DESMÜD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, Cadde TV kanalında gerçekleşen röportajda Türk değirmen ve sektör ekipmanları üreticilerinin uluslararası arenadaki başarılarına ve Hindistan pazarındaki büyüme potansiyeline dikkat çekti. Demirtaşoğlu Türk firmaları değirmen makinası üretimi konusunda üreticilerimizin dünya genelinde ilk beşte yer aldığını ve son derece ileri teknoloji kullanarak kaliteli ürünler üretildiğini ifade etti.

Başkan Demirtaşoğlu ayrıca, günümüzdeki ekonomik dalgalanmaların sanayicilerin kredi erişimini zorlaştırdığını ve bu nedenle ihracatı artırma koşuluyla ek faiz desteğinin sağlanması gerektiğini belirtti. Bu yaklaşımın Türk sanayisine can suyu olabileceğini vurguladı.

Hindistan'ın nüfus açısından Çin'i geçerek dünyanın en büyük ülkelerinden biri haline geldiğini ifade eden Demirtaşoğlu, Hindistan'ın yazılım ve finans sektörlerindeki büyümesinin uluslararası firmaların ilgisini çektiğini dile getirdi. Ayrıca, genç ve çalışkan bir nüfusa sahip olan Hindistan'ın, Türk firmaları için büyük bir işbirliği fırsatı sunduğunu ve büyük bir pazar potansiyeline sahip olduğunu belirtti.

DESMÜD üyelerinin katıldığı ve birlikte organize edilen AgriTech Fuarı'nda açlışın birlikte yapıldığını, önemli bağlantılar kurulduğunu ve toplamda 50 milyon dolarlık görüşmeler gerçekleştiğini belirten Demirtaşoğlu, yakın gelecekte bu rakamın 25 ila 30 milyon dolarlık kısmının netleşeceğini ve toplamda 70 ila 80 milyon dolarlık anlaşmaların olabileceğini öngördüğünü ifade etti.

Zeki Demirtaşoğlu Türk değirmen ve sektör ekipmanları üreticilerinin uluslararası arenada büyümeye devam edeceğini ve Hindistan gibi büyük bir pazarla işbirliği fırsatlarını önümüzdeki dönemlerde artacağını söyledi.